28 Aralık 2008 Pazar

ÇAĞLA ÇİCEĞİM

Gülen gözlerinin hayranıyım ben,
Seni ellere veremem Çağla.
Dünyanın bir tarafında yalınız kalsam,
Senden başkasına dönemem Çağla.

Sevgi bir rüzgardır kaptı mı götürür,
Dalgasız denizlerde gemi batırır.
Tek taraflı sevgi sanmayın güldürür,
Senden başkasına dönemem Çağla.

İncecik kumları eler dururum,
Anasız kuzu gibi meler dururum,
Aşılmaz dağları deler gelirim,
Senden başkasına gelemem Çağla.

27.12.2008 İsmet GÜR

MAÇKA’DAKİ SEVDAMA

Adam denilen adam sırasını bilmeli,
Delikanlı dediğin birazcık mert olmalı.
Tüfeğim omzuma mermileri belime,
Neden acımıyorsun söyle benim halime?

Çeşmenin yollarında geldik karşı karşıya,
Sırtlarım yara oldu yük taşıya taşıya.
Çarşamba günü olur o Maçka’nın pazarı,
Sana sevdalanalı ömrümü ettin yarı.

Allah’ım sabır versin derin sevdalılara,
Benden selamlar olsun bütün Maçkalılara.
Maçka’nın dereleri akar aynı denize,
Merhametin mi bitti birazcık acı bize.

Bölgede derelerde sıra sıra köprüler,
Yarine ulaşanlar inan yürekten güler.
Size açıklayamam benim dertlerim çoktur,
Sevda yaralarının dostlar dermanı yoktur.

Karadeniz’de; Maçka ayrıcalıklı yersin,
Benim günahlarımı yaratan sizden sorsun.
Çatak! Heyelanının derindir yaraları,
Bu anı güzel yaşa; düşünme sonraları.

26.12.2008 İsmet GÜR

SEVDİĞİNE DEĞİL

Sevdiğine değil sevenine ulaş,
Sonra gözlerinden damlamasın yaş,
Yüzüne gülenlere mesafeyle yaklaş,
Yeri geldiğinde pişman olmazsın.

Ağlayanla gülenlerin sılası olur,
Üzüntülerin bile molası olur,
Kiminin emmisi halası olur,
Yeri geldiğinde pişman olmazsın.

27.12.2008 İsmet GÜR

TRABZON’DAN ŞAİRLERE

Şairlerin sözlerini, sanatın hoş yüzlerini,
Çocukların nazlarını, anaları ancak çeker.
Yöre var yörecikler var, tarihten zerrecikler var,
Tarih bir pınardır akar, kurnaları olanlar var.

Şairler var yazarlar var, seyyah gibi gezerler var,
Ahlat çok şeyler biliyor, yüreğinde mezarlar var.
Anadolu Anadolu yüreğin sırlarla dolu,
Ticarette can suyuydu tarihlerde ipek yolu.

Şairlerin yazarların, Sinan gibi eserlerin,
Kudretlidir hep kolların, sen başkasın Anadolu.
Her devrin gülleri vardır, sanatkar elleri vardır,
Sanatı sevmeyenlerin perişan halleri vardır.

Ülkeler var yöreler var, sanatta hep diriler var,
Sanat yolları geniştir, arkamızda sürüler var.
Şairlerin yazarların, sanatkarları üzenlerin,
Hayatından bezenlerin güneşidir bu insanlar.

Sanat kültür çok özeldir, bentleri deviren seldir,
Tarih çok büyük pınardır, kurnaları olanlar var.

27.12.2008 İsmet GÜR

ŞEHİRLERDE ZULÜM

Şehirlerde zulüm dağlarda özgürlük,
Bu işin farkında neden değiliz?
Belki bir alanda eğitim gördük,
Birçok alanlarda inanın cahiliz.

O dağlar ki nice yolculara yol,
Şehir hayatına gel de şahit ol,
İnsan var ki kıllardan inan daha kıl,
Halden bilmeyene sitemkarım ben.

27.12.2008 İsmet GÜR

IŞIK OL DA GEÇ

Geçtiğin yollara ışık ol da geç,
Tuttuğun ellere aşık ol da geç,
Bastığın toprakta çiçek olda aç,
Geçtiğin yollarda görenler ağlasın.

Faydaların olsun zararın olmasın,
Hep arayan ol da gözün kalmasın,
Başına gelecekleri sen bilmezsin,
Geçtiğin yollara ışık ol da geç.

27.12.2008 İsmet GÜR

ENERJİ İSRAFLARINA

İsraf olanlara baktığım zaman,
İçim kan ağlıyor ben yanıyorum.
Onca israfları görmeyen gözleri,
Lanetleyerek burdan anıyorum.

Sokak! Lambaları çok plansız yanar,
İsrafları görmeyenler yemeli şamar,
Bir taraftan sıksak; ne olur kemer,
Binlerce israflar; görülsün beyler.

Birileri görev yapar diğeri denetler,
İş olsun diye kurulan onca dernekler,
Karanlıkta kalanlar; bir ışık bekler,
Aydınlıkta yanan! Lambalara yazık.

27.12.2008 İsmet GÜR

BASIPTA GEZDİĞİM TOPRAK

Üstüne basıp da gezdiğim ey toprak,
Sen hep veren oldun, alan olmadın.
Mayanı bozsa da insan oğulları,
Sen hep hakikatsin, yalan olmadın.

Senin varlığında binbir çeşit sır var,
Tohumu ekerim de; filizlenip çıkar,
Bütün canlıları hep harman yapar,
Üstüne basıp da gezdiğim toprak.

27.12.2008 İsmet GÜR

AÇLIK İSLAH EDER

Açlık her canlıyı dize getirir,
Gelmeyen olur mu sanıyorsunuz.
Üç günlük dünyanın esiri olmayın,
Kimseyi kandırmıyor, aldanıyorsunuz.

Bel bağladıklarınız ayrılır gider,
Horoz bile vaktinde saatinde öter.
Ayağınızın altından kayanlar gider,
Kimseyi kandırmıyor, aldanıyorsunuz.

27.12.2008 İsmet GÜR

23 Aralık 2008 Salı

ERKAN OCAKLI’YA

Maçka ormanlarının güzel yanar çırası,
Erkan Ocaklım geldi ayrılığın sırası,
Üzülme seni Maçka Türkiye yaşatacak,
Öksüz garibanlara her gün açardın kucak.

Karadeniz'de sensin sanatkarların piri,
Cenaze töreninde kan ağlattın her yeri,
O zalim hastalığın bulunmuyor çaresi,
Dünyalara yayıldı seslerinin yankısı.

Hastaydım gelemedim cenaze törenine,
Tabutunun her yanı döndü bayram yerine,
Böyle ulvi değerler büyük acı bırakır,
Gözlerimden yaşlarım hep aktı şakır şakır.

17.11.2008 Pazartesi İsmet GÜR

TÜTÜN ALKOL KUMAR

Sana layık değil, değerli insan,
Kötü şeylerin içinde niçin olursun?
Sigaranın dumanının esiri olma,
An gelir inan pişman olursun.

İçki alemleri size hoş gelmesin,
Ölçüyü aşanın derdini bilmezsin,
Bir kadeh içki seni esir almasın,
An gelir inanın pişman olursunuz.

Kumar alemleri bütçeleri ezer,
Kayıp edenleri derin derin üzer,
Hayatın her yanında düzeni bozar,
An gelir inanın pişman olursunuz.

20.12.2008 İsmet GÜR

MARDİN EVLERİ

Mardin ili ülkemin tarihi müzesi,
Güzel iş yapanların eli öpülesi,
Güzel binalarının olurum kölesi,
Ülkemin onuru şanısın Mardin.

Güzel insanlar güzel şey üretir,
Tarihlerde bu şehir bir hazinedir,
Vatan sevdalılarına sineden sinedir,
Ülkemin onuru şanısın Mardin.

Mardin’in evleri süslenmiş taştan,
Taşlara işlenen sayısız nakıştan,
Sana selam olsun gökte uçan kuştan,
Ülkemin onuru şanısın Mardin.

Mardin tepelerin bakar ovaya,
Güzelliklerin benzer güneşe aya,
Seni imar eden sayısız ustaya,
Ülkemin onuru şanısın Mardin.

22.12.2008 İsmet GÜR

BURSA’DA KARA KIŞ

Uludağ’a kar geliyor,
Bursa bana dar geliyor,
Çaresiz dertlere düştüm,
Hayat bana zor geliyor.

Neleri var neleri yok,
İnsanların dertleri çok,
Mevsim kara kışa düştü,
Bak ağaçlarda yaprak yok.

Kuş vardır kafesleri var,
Kara kışın sesleri var,
Acımasız soğuklarda,
Çoktan çaresizleri var.

Uludağ kayak merkezi,
Kucaklar gelen herkesi,
Kurt ulumalarının sesi,
Süsü olur kara kışın.

22.12.2008 İsmet GÜR

AKÇAABAT MAÇKA SÜRMENE

Akçaabat ile Maçka durur omuz omuza,
O Sürmene benziyor gökte olan yıldıza,
Araklı denilen yer Sürmene’nin bir yanı,
Okusun gençlerimiz tarihte bu destanı.

Küçük idi Araklı büyüdü oldu şehir,
Araklının dağ başı beni mutlu ediyor,
Şifa sunan suların hastayı iyi eder,
Cesurdur evlatları canını öder bedel.

22.12.2008 İsmet GÜR

GÖÇÜP GİDENLER

Üç günlük dünyada çalıp çırpmaya,
Soruyorum size insanlar, değer mi?
Göçüp gideceğiz; hep günün birinde,
Ayrılıp gidenler yeniden doğar mı?

Zaman zaman bakarım tarihin yüzüne,
Üç günlük dünyanın; bakınız nazına,
Bütün dertlerini; gel anlat sazıma,
Türkülerle; harman olsun insanlar.

18.12.2008 İsmet GÜR

SİGARAMLA KADEHİM

Beni iyi dinleyin canım kardeşlerim,
Sözlerime ben nasihat ile başlarım,
İçkiyi sigarayı her zaman taşlarım,
Çünkü sıhhatinize zarar verir bunlar.

Yol var insanoğlu düştü mü çıkamaz,
Bu kötülükleri güç bulup yıkamaz,
Teselli kaynağı bilir kenara atamaz,
İçkiyi sigarayı her zaman taşlarım.

Güzel duvarlarda gelin taş olalım,
İçkiye sigaraya cephe alalım.
Kanser olanlardan biraz ders alalım,
İçkiyi sigarayı her zaman taşlarım.

20.12.2008 İsmet GÜR

TRABZON İPEK YOLU

Trabzon İran yolu birçok dağlarla dolu,
Bu uzun yolculuklar hep çilelerin yolu,
Bu yolda kervanların bitmez çilesi bitmez,
Yorucu yolculuklar insanı mutlu etmez.

Dostlar bu yolun adı tarihi ipek yolu,
Bu coğrafya, insanlar hep destanlarla dolu,
Bu yolun asırlara çok büyük hizmeti var,
Ticaret geliştikçe çok şeyi güzel yapar.

22.12.2008 İsmet GÜR

16 Aralık 2008 Salı

EFENDİLER HANIMLAR

Efendiler hanımlar benim canlarım,
Üç günlük dünyadan ne anladınız?
Nice kervanlardan gelip geçtiniz,
Hiçbirinin sahibi neden almadınız?

Yalnızlık kötüdür hep acı verir,
An gelir dayanılmaz çok sancı verir.
Efendiler hanımlar arkadaş olur,
Birbirine gönül verdiği zaman.

16.12.2008 İsmet GÜR

TRABZON MAÇKA

Evlerinin önüne konuyor güvercinler,
Sen aklıma geldin mi çarpıyor beni cinler.
Trabzon sahil yolu eskisi gibi değil,
Maçka’nın yollarında vardır birazcık meyil.

Trabzon yaylaları bu ilin güneyinde.
Gidip de sütlaç yetik Maçka Hamsi Köy'ünde.
O yerlerde vadiler yeşil cennete benzer,
Gurbetçiler geldi mi bütün dağları gezer.

Evlerinin önünde geziyor güvercinler,
Erkan ile Volkan’ı bütün Türkiye dinler.
Maçka’nın yollarında volta atarım volta,
İsmet Zeki'yle Murat kalem ustası burda.

16.12.2008.İsmet GÜR

TÜRKİYEM

Zincire vursalar yine duramam,
Düşüncelerimi söylemek isterim,
Ülkeme ihanet edildiği zaman,
İnanın yırtılır benim astarım.

Sakat kurallarla kavga ederim,
Dokunmayın bana yaram çok derin.
Milletim için daima dua ederim,
Bu millet darlara düşmesin asla.

16.12.2008 İsmet GÜR

DOĞU KARADENİZ BU

Karayemiş ağacı hiç dökmez yaprağını,
Gurbetçiler çok sever memleket toprağını.
Adamı deli eder çifin çiçeği balı,
Yörenin insanları futbola çok sevdalı.

Futbolda bayrağını hep iddiayla taşır,
Sıcaktır insanları her milletle anlaşır.
Yörenin sevdaları vatanını sevmektir,
Trabzon sporunu hep temsilci görmektir.

Karadenizli sevmez gerilerde kalmayı,
Can-i gönülden ister hep önlerde olmayı.
Ülkenin damarında kan olur sorun olmaz,
Hakikatler değerdir asla sararıp solmaz.

16.12.2008 İsmet GÜR

13 Aralık 2008 Cumartesi

MAHPUSHANELERDE

Mahkum olduk diye itip kakmayın,
Bizi bu yerlerde öksüz bırakmayın.
İki gözün birini gelin kör yapmayın,
Bizleri topluma kazandırın beyler.

Bir anlık öfkenin bedeli çok ağır,
Gözler görmez oldu kulaklar sağır.
Kuş yuvasına uğramaz, eylemiş kahır,
Bizleri topluma kazandırın beyler.

Susuz kalan yerler çöllere döner,
Dost bilirsiniz yaban ellere döner,
Sevilip sayılanlar güllere döner,
Bizleri topluma kazandırın beyler.

04.08.2007 İsmet GÜR

6 Aralık 2008 Cumartesi

MAÇKALI SANATKARLAR

Maçka sanatkarların bilinsin ki değerdir,
Maçkalı iyi bilir Bursa çok özel yerdir.
Omuz omuza verin güzel şeyler olacak,
İnanın çirkinlikler hepten yalnız kalacak.

İnsanların layıktır güzel şeyler yapmaya,
Şirin yaylalarını bir gezsem doya doya.
Sanatkarların bize her yüzünü anlatır,
Tarihlere şahitsin asla yalnız kalmadın.

05.12.2008 İsmet GÜR

BALIKESİR AYVALIK

Ana, kuzusunu yemez içmez besler,
Ayvalık’ın etrafını kaz dağları süsler.
Sarımsaklıda vardır güzelim plajlar,
Ören’den manzarayı seyretmek yeter.

Bu yerler tarihin her sayfasında var,
Zeytinleri güzel zeytin yağı yapar.
Dağlarından çok esaslı suların çıkar,
O yerlerin havasına doyamazsın sen.

Ayvalık’ın meşhurdur şeytan sofrası,
En güzel sezonun Ağustos ortası.
Burası siler bitirir ruhumdaki pası.
Severim o yerleri tadına doyamam.

Havran'ın bağ bahçeleri hep dizi dizi,
Sahilinde Edremit bekliyor bizi.
Gülen çocuk gibidir Ege’nin yüzü,
Oraların havasına doyamazsın sen.

28.11.2008 İsmet GÜR

ÇORUM

Sungurlu arkadaş benim memleketim.
Çorum leblebisini ağız tadıyla yedim.
Dağlarına çıktım çok türkü söyledim.
İnsanını sevmelere doymadım Çorum.

Merzifon birçok yolların ana kavşağı.
Yanık söyler türküleri bu yerin uşağı.
Arpanın buğdayın dik durur başağı.
O yerleri sevmelere doyamadım ben.

16.11.2008 İsmet GÜR

28 Kasım 2008 Cuma

BURSA

Kültürpark Bursa’nın gözü çiçeği,
Kaplıcaların söylüyor bana gerçeği.
Tophane Yeşil'in gözünün merceği,
Tarihin yollarına şahitsin Bursa.

İznik Uluabat gölleri bulunur sende,
Hakkın değil midir biraz övün sen de.
İsmetlerin değerini hiç bilmezsen de,
İsmet seninle hep övünüyor Bursa.

Gezelim görelim Merinos parkını,
İnsanlıktan yana döndürdün çarkını.
Kent müzesini gezenler anlarlar farkını,
Tarihe meydan okuyorsun Bursa.

02.11.2008 İsmet GÜR

TRABZON TÜRKÜSÜ 2

Rüzgar esti düşürdü daldaki yaprakları,
Ne insanlar büyüttü Trabzon toprakları.
Meşhurdur Trabzon’un tereyağı, sporu,
Yaşlı garibanları gözlerin gibi koru.

Trabzon bu ülkenin özellerinden biri,
Ayeser günlerinde buluşur çok hemşeri.
Hiçbir çalgıdan almaz kemençenin tadını,
Bütün dünyalar bilir şöhretini adını.

09.11.2008 İsmet GÜR

22 Kasım 2008 Cumartesi

2008'DE BURSA

Bir dönem boş değil hizmetle dolu,
Raylı sisteme kavuştu Ankara yolu,
Batçıklarla rahatladı trafiğin hali,
Yapılacak olanlar sıra bekliyor.

Bursa’ya yakışır önde yürümek,
Durmayın beyler verin biraz emek.
Su kaynakların ister beslemek,
Yapılacak olanlara el atın beyler.

Artık acıyorum ovanın haline,
Kaptırılmış gidiyor beton seline,
Tarihinde destansın dünyanın diline,
Evliyalar şehri biricik Bursa.

Demir yolu senin çok derdini çözer,
Yeşilin yok ediliyor hep azar azar.
Çiftçiler toprağını zamanında kazar,
Evliyalar şehri canımsın Bursa.

Gemlik körfezi ayrı bir yanın,
Mudanya nefes almakta kanadın canın,
İstanbul’a araç taşıyan feribot limanın,
Evliyalar şehri canımsın Bursa.

Devlet bir çınardır, güveleri çoktur,
An gelir öksüzdür, kimseleri yoktur.
Ona ihanet edenlerin sonu bomboktur,
Lütfen devletimize sahip çıkalım.

04.03.2008 İsmet GÜR

4 Ekim 2008 Cumartesi

NİCE AİLELER GÜZEL İZMİR YASTA

Trafik canavarı yine kol geziyor,
Zafer ilkokulu kanlar ağlıyor,
Kapadokya gezisi zindan oluyor,
Başınız sağ olsun analar babalar.

İzmir'in üstüne kara sis çöktü,
Nice ana babalar göz yaşı döktü,
Minik evlatlarımızın kanları aktı,
Başınız sağ olsun analar babalar.

Ateş düştüğü yerleri yakar,
Nice sevdaları alır götürür,
Dalgasız denizde gemi batırır,
Başınız sağ olsun analar babalar.

Otuz üç evladımızı alıp götürdü,
Her aile içinde bir gemi batırdı,
Cenazeleri İzmir'e bir uçak götürdü,
Başınız sağ olsun analar babalar .

İsmet'in Mudanya'da yüreği yandı,
Artık bıçak kemiğe dayandı,
Nice aileler evlatsız kaldı,
Başınız sağ olsun analar babalar.

Trafik canavardır yoktur merhameti,
Nice yuvaları yıktı viran eyledi,
Analar babalar hep feryat eyledi,
Başınız sağ olsun analar babalar.

Bu suçlar ağırdır affedilmemeli,
Suç işleyen cezasını hemen görmeli,
Yok etti bir anda otuz üç güzeli,
Duyun feryatları ey yönetenler.

Duyarsız bir millet dertten kurtaramaz,
Kalemime söyledim doğruları yaz,
Azrail sebepsiz elbet can almaz,
Başınız sağ olsun analar babalar.

Trafik kazaları çağın belası,
Çare bulunmuyor, gözü kör olası,
İnşallah düzelir bundan sonrası,
Başınız sağ olsun analar babalar.

14.04.2007 İsmet GÜR

GENÇLİĞE NASİHAT

Sözleriniz bal olsun dudaklar kiraz.
Gençliğe seslenmek istiyorum biraz.
Siyaset tuzaklarının içine girmeyin,
Geçmişte dökülen kana bakın biraz.

Bir kıvılcım ağzınızın tadını kaçırır.
Soysuzlar hayallerini böyle becerir.
Düşene sanmayın herkes su içirir.
Geçmişte dökülen kanlara bakın.

Bütün hayalleriniz yarılarda kalır,
Acımasız tuzaklar çok canlar alır,
Devir gelir geçer amma izleri kalır,
Geçmişte dökülen kanlara bakın.

Tuzaklar kurulur bir kargaşa için,
Taze güllersiniz güller gibi açın,
Zamanı geldi mi rüzgar gibi esin,
Zamansız rüzgarın faydası olmaz.

Huzuru bozmak an meselesi,
Hainler pusuda gözü kör olası,
Mutluluk bekliyor sizden sonrası,
Zamansız rüzgarın faydası olmaz .

Ana baba hayallerle büyütür sizleri,
Hafızanızdan çıkmasın tarihin izleri,
Ağlatmayın ne olur gülen yüzleri,
Geçmişte dökülen kanlara bakın.

15.04.2008 İsmet GÜR

LAFIN SIRASI

İyi koku alır itlerin iti,
Yalnız koymayın evde avradı.
Düşüncelerinde olma çok katı,
Sana da birileri sığınmak ister.

Cepte olmayanı hangi el versin,
Yalnızlık bal olsa sende bıkarsın.
Sözün güzelini hemen çakarsın,
Lafın sırası geldiği zaman.

İz sürenler bir gün menzile varır,
Canlar sevenlerini daima korur.
Sözün güzelini hatipler becerir,
Lafın sırası geldiği zaman.

23.09.2008 İsmet GÜR

TEKLEYENLER VAR

Beni bu yerlerde boşa bekletme,
Oralarda yolumu bekleyenler var.
Dünya aleminde işimiz çok zor,
Ayni saflarda tekleyenler var.

Her gülen kişi keyfinden gülmez,
Yolunu beklerim bir türlü gelmez.
Kadir bilmezlerden iyi yar olmaz,
Aynı saflarda tekleyenler var.

23.09.2008 İsmet GÜR

GİDİLMEYEN YERLER

Gidilmeyen yerler sahipsiz kalır,
Sahipsiz yerler viranedir beyler.
Sahip çıkılmayan onca değerler,
Sahipsizliklerine hep isyan eyler.

Unutulmak dostlar zorların zoru,
Görüşemiyoruz çok zamandan beri.
Verdiklerini tabiat bir gün alır geri,
Gidilmeyen yerler sahipsiz kalır.

23.09.2008 İsmet GÜR

ANKARA'DA DAYIMIZ YOK

Kahvemiz yok çayımız yok, Ankara’da dayımız yok.
Onca olan pisliklerde zerre kadar payımız yok.
Nefesleri kokanlar var, aval aval bakanlar var,
Ateşleri yakanlar var, zerre kadar katkımız yok.

Feryat etmek yürek işi, kendini bilen her kişi.
Kabadayıların başı Ankara’dan emir alır.
Kimi yolda izde kalır, sürünecek hali kalmaz.
Hak hukuk nedir bilmeyen, kabrinde huzuru bulmaz.

19.09.2008 İsmet GÜR

GÜZELSİN KINALI GELİN

Kına yakma saçlarına, sen zaten güzelsin gelin.
Kıyametler mi kopacak, dokunsa eline elim.
Kına sürme ellerine, sen zaten güzelsin gelin.
O amansız diyetlerle çok inceliyormuş belin.

Güzelsin özün sözünle, hem baharınla yazınla.
Yanında gezen kızınla, güzelsin kınalı gelin.
Çoklarına beş çekersin, sen şekerden de şekersin.
Neden kaşını çatarsın, güzelsin kınalı gelin.

19.09.2008 İsmet GÜR

MEZAR TAŞLARINA

Yoldan çıkanlara bir nasihatim var,
Mezar taşlarından ibret alsınlar.
Eğer hak çizgisinden çıkmış iseler,
Allah’a sığınıp da yola gelsinler.

Nerede mal mülkler buralarda değil,
İbret almayanlar inanın çok cahil.
Bir gün yakamıza yapışır Azrail,
Sırat köprüsünü hatırlayınız.

18.09.2008 İsmet GÜR

EŞİME SELAM



Kapıyı açtığında hal hatır soran,
Yedirip içirip serip yatıran,
Ben üzüldüğümde yanımda duran,
Canım eşime selamlar olsun.

Eş dediğin nedir, o bir yoldaştır,
Bazen ana kardeş, bazen sırdaştır.
Sadık olmayan eşlerin işleri yaştır,
Canım eşime selamlar olsun.

Eş dediğin eşinin kuyusunu kazmaz,
Huzuru temin eder ve asla bozmaz.
Virane yerlerde yalnız gezmez,
Canım eşime selamlar olsun.

24.09.2008 İsmet GÜR

FIRSATINI BULDUN MU

Yalnızlık senin kaderin değil,
Karşıki tarafları gör bari bari.
Siyah saclarını dağıtıp durma,
Fırsatını buldun mu ör bari bari.

Güzele tuzaklar kuranlar olur,
Ardından koşup yoranlar olur,
Maharetin daima izleri kalır,
Hünerli elleri sev bari bari.

15.09.2008 İsmet GÜR

MENFAAT DÜZENİ

Durma öyle ne olur ayrı saflarda,
Neyin kavgasını veriyoruz biz.
Birliğin meşalesi yeter ki yansın,
Kafileler halinde geliyoruz biz.

Şeytanla melekler bir birine karşı,
Kiminin ekmeği yok, kiminin işi.
Saygıda sevgide olan duruşu,
Gıpta ile her zaman kıskanıyorum.

Sövenle sevenin yerleri ayrı,
Dalgalı denizlerde geminin seyri.
Ne kadar düzeltsek bir tarafı eğri,
Menfaat düzeni nelere hükmediyor.

15.09.2008 İsmet GÜR

BİRİSİ VAR

Birisi var, senin altını oyar,
Birisi var, seni adam yerine koyar.
Birisi var, mevkiinin hatırını sayar,
Merdivenden düşeni bilir misin hiç.

Çok günlerimi ağlayarak geçirdim,
Yavaş yavaş iştahımı kaçırdın,
Onca işleri sen nasıl becerdin,
Merdivenden düşenleri bilir misin hiç.

Düşmek düşürülmek büyük eziyettir,
Bir çuval inciri sen berbat ettin.
Bütün kredilerini gülüm tükettin,
Merdivenden düşenleri bilir misin hiç.

12.09.2008 İsmet GÜR

NESİNE KANAYIM

Nesine kanayım içi boş sözlerin,
Temelsiz binanın haline benzer.
Dünyanın düzeni maalesef böyle,
Güçlü güçsüzü istedi mi ezer.

Bülbüle demişler sesin ne güzel,
Ağzı laf eden okur durur gazel.
Damlalar birikirse oluşacak göl,
Herkes kadir kıymet bildiği zaman.

11.09.2008 İsmet GÜR

DİL YARASI

Doğru söz kılıça benzer, vurduğu dalları keser,
Ana, baba, yar tanımaz, dostlar bile sana küser.
Her insana nasip olmaz kusurları yüze vurmak,
İki şeyi birbirinden kolay değildir ayırmak.

Acı, tatlı ve ekşiler, ağlayan yüz nasıl güler,
Birtek elde birçok hüner olmaz deme olur evlat.
Gökte yıldızlar sayılmaz, canı çıkan hiç ayılmaz,
Cana canana kıyılmaz, canlar sevgi ister oğul.

Beşikte ağlayan kuzum, bugün yine yalnızım,
Gider kışın, gelir yazın dağların buz tutar oğul.
Hayatın iki yüzü var, yüreğimde bir sızı var,
Yine bana o sevdamın dal kesecek bir sözü var.

Bir dersen bin işitirsin, beni hep yalınız korsun,
Hiç kanaatkar değilsin, şükründen aciz nankörsün.
Servilere bakıp durma, onların altı son durak,
Sevgi saygı özün olsun, vahlanışlarını bırak.

13.12.2005 İSMET GÜR

KARA SEVDALARA

Yol var insana çok şeyler öğretir,
Yol var ki tükenmez bir hazinedir.
Yollar tükenmez de beni tüketir,
Kara sevdalara düştüğüm zaman.

Nelere yandığımı ah bir bilebilsen,
Beni hiç yormadan çıkıp gelebilsen,
Dünyada ahrette dostum olabilsen,
Kara sevdalara düştüğüm zaman.

Yollarım tükenmez beni tüketir,
Güvenilir insan olmak bir hazinedir.
Bilmem şu mecnunun bana sözü nedir,
Kara sevdalara düştüğüm zaman.

11.09.2008 İsmet GÜR

ZEKATINI VERMEK

Servetine servet katmak isterken,
Zekatını vermek aklına gelsin.
Kirli kapıların arkasında kalma,
Meydanda dolan da, sevenler görsün.

Damağına tat vermez meyvenin hamı,
Atını alanlar geçiyorlar Şam’ı.
Yiğitler öldü mü, kalacak namı,
Meydanda dolan da, sevenlerin görsün.

Küçüktün büyüdün bir işe yara,
Kulak ver ne olur sen bu çığlıklara.
Kemale erdin mi, dönersin nara,
Meydanda dolan da, sevenlerin görsün.

10.09.2008 İsmet GÜR

CUMHURİYET

Cumhuriyet milletimin sonsuz abidesi,
Aydınlığı çoktur yoktur hiç gölgesi.
Mevzilerden duyulan şehitlerin sesi,
Bayrağımıza rengini vermedi mi beyler?

Anafartalar! Çok tarihler yazdı,
Öksüzleri bu millet sanılmasın ezdi,
Çanakkale milletimin tarihini yazdı,
Bayrağı; burçlara diktiği zaman.

Kanla irfanla kuruldu bu cumhuriyet,
Ecdadımız çekti çok büyük eziyet,
Bugünler milletime olsun afiyet,
Cumhuriyetin kıymetini bilelim beyler.

09.09.2008 İsmet GÜR

MİNNETTARIM ÜÇ DEĞERE

Bizler minnettarız; güneşe ile aya,
Asla ihanet etmez onlar dünyaya.
Teneffüs ettiğimiz; o güzel havaya,
Yoksa bu değerleri hor görenler mi var?

Hepsi de ekseninde; gezinip de durur,
Birbirinden ayrı kalan canlılar ne olur?
Şu fani dünyaya; bunlar hep hayat verir,
Yolun öte yanlarını görmeyenler mi var?

Suyun olduğu yerler bir başka değer,
Kuru ağaçları hangi bilekler eğer,
Canlılara hayat veren bu üç tane değer,
Artık bu değerleri hor kullananlar var.

09.09.2008 İsmet GÜR

HAYVANLAR ALEMİ

Hayvanlar alemi en çok sevdiklerim,
Yıllarca besleyip ekmek verdiklerim.
Sana yar olamaz senin hor gördüklerin,
Yılanı cihanı sevenler de var.

Hayvanlar kainatın olmazsa olmazları,
Bize çok dersler verir küçücük bir arı.
İnsanlık biraz duysun bu feryatları,
Yılanın cihanın da sevenleri var.

10.09.2008 İsmet GÜR

YOLUN ORASINDA

Hayat veren değerleri kenara atamam,
Biri saygı, diğeri de sevgidir.
Dargınlıklar; sana asla yar olamaz,
Bütün küskünleri; ara bul barıştır.

Hayatın içinde kırk bir pencere,
Acı sözler; benzer kılıca, hançere.
Neyi pişirebilirsin; boşsa tencere,
Yolun ötelerinde; dargınlar mı var?

Yollar ayrı ama; bir gün buluşur,
Çok küçücük şeyler! Dostluk oluşdurur,
Yaşla kuruları; bir birine karıştırır,
Yolun oralarında; dargınlar mı var?

09.09.2008 İsmet GÜR

BASTIĞIN TOPRAĞIN

Bu toprağın vardır bir çok damarı,
Canlılara hissettirir kışı baharı.
Mayıs aylarında; uçuşan o arı,
Balını kovanlara taşımaya başlar.

Nice canlılara o hep hayat verir,
Devri tükenenleri döner geri alır.
Sahip çıkmayanlar ekmeksiz kalır,
Bastığınız toprağın hünerine bak.

08.09.2008 İsmet GÜR

ŞÜKRANLARIMI SUNARIM

İsimleri unutulmuş; gerilerde neleri var,
Çirkinlere kucak açsan sanma ki kıyamet kopar.
Yeri gökleri incele; damlalar dönecek sele,
Öksüze uzanan ele; şükranlarımı sunarım.

İlgisizlik kötü haldır; başına gelenler vardır,
Öksüzlük kader değildir, öksüze dünyası dardır.
Görmek isteyenler görür; önlerini arkasını,
Paylaşmak ne kadar hoştur; komşularının yasını.

Kalemim var, kitabım var, sana bir nasihatim var,
Dünya sana dar gelmesin; her köşede bir katın var.
Hep çıralar gibi yanan arkadakileri anan,
Paylaşmaya ayır zaman; sevenlerin olsun senin.

07.09.2008 İsmet GÜR

ASKERSİZ BİR MİLLET

Vatanı olmayanın bayrağı olmaz,
Bayrağımıza sahip çıkalım beyler.
Bayraksız bir millet ayakta durmaz,
Orduyu yerden yere vurmayın beyler.

Çürümüş taşları ayıklayalım,
Onca feryatları biraz duyalım.
Çirkini güzelin yerine nasıl koyalım,
Orduyu yerden yere vurmayın beyler.

Onlar bu ülke için sonsuz nöbette,
Havada karada her vaziyette.
Asla huzur olmaz sonsuz eziyette,
Orduyu yerden yere vurmayın beyler.

03.09.2008 İsmet GÜR

UZUN SÖZDE

Dost bilirsin ama sır olur gider,
Senin arkandan kötü sözler eder.
Anlayana inanın iki söz yeter,
Uzun sözde yalanlar inanın çoktur.

Boş yayığa suyu koyup da çalkalar,
Vaktinde yatmaz zamansız kalkar,
Dünyayı kendine eder durur dar,
Uzun sözde yalanlar inanın çoktur.

03.09.2008 İsmet GÜR

LEYLEĞE SÖZÜM VAR

Leylek yuvasını her yerde yapmaz.
Aslan yavrusunu yalnız bırakmaz.
Karınca küçüktür durup da bakmaz.
Doğada çiçeklerin açışına bak.

İncir çekirdeği, o da bir üreten.
Saymakla bitmez, gelen var geriden.
Dağları taşları bile eriten.
Sevginin kolundan tutar mısın sen?

Canlılar alemi hayatın özü.
Yerinde söyler İsmet her sözü.
Sanılmasın kördür feleğin bir gözü.
Düşenin kolundan tutar mısın sen?

03.09.2008 İsmet GÜR

ÖMER'İN HİKAYESİ

Sevdalardır sana bana hayat veren.
Sevdasız yürekler inan zordadır.
Aradıklarımı bulamam deme.
Aradıklarında inan dardadır.

Sevenler yanar sevda ateşine.
Akıl sırlar ermez feleğin işine.
Kaderde var ise gelecek başına.
Ömer’in hikayesini bilir misin hiç.

02.09.2008 İsmet GÜR

BİR HABER

Kara kalemle çizdim senin resimlerini.
Görmek istemiyorum ağlayan günlerini.
Dil yarası arkadaş derin oluyor derin.
İstemem havaların asla olmasın serin.

Hoş olan gönülleri yıkmaya ne gerek var.
Meyvesiz ağaçlara çıkmaya ne gerek var.
Gelip de geçen günler hep bakıyor gözüme.
Gözüm takılıp durur dalda olan üzüme.

Ne hayaller kurardım zamanın bir yerinde.
Ararsan ne bulursun ateşin küllerinde.
Her şey devrinde lazım bilenlerle beraber.
Gidenler kayıp oldu alınmıyor bir haber.

29.08.2008 İsmet GÜR

SENİ SEVDİĞİMDEN

Seni sevindirmek hep hayalimdir.
Canların içinde çok farklıdır yerin.
Sevip saydığın onca insanların.
Yüreklerinde vardır senin değerin.

İnsanı sevindirmek çok kolay değil.
Kol kanat gerip sahiplenmek gerek.
O sevgi daima büyüyen çınardır.
Ancak güvenilen insan olarak.

24.08.2008 İsmet GÜR

ANAMIN KOCASIYLA

Gök yüzünden yağan nurlar gibisiniz,
Beni hep bağrına basan anacığım.
Senin değerin kalbimde başkadır,
Hasretliğinden yandım babacığım.

Onca kardeşlerim arkadaşlarım,
An gelir gözlerimden akar yaşlarım.
Beynimin içinde bin bir düşlerim,
Sizin ateşinizle yanar babacığım.

24.08.2008 İsmet GÜR

VEFA BORCUMU

Sana da bir gün ödeyeceğim ,
Fırsatını bulursam vefa borcumu .
Zorların altından sıyrılıp çıkmak ,
Her baba yiğitin bilmem harcımı .

Zamane düzeninden bilginiz olsun ,
İstemem açan çiçekler solsun .
Sen değil kadehler yalınız kalsın ,
Sensiz bir bardak su içemem Leyla .

Güneşin doğuşu batışı başka ,
Sen benim yanımda olsaydın keşke .
Hiç uğruna yaktın beni ateşte ,
Sorarım sana değermiydi hiç .

Güvenilen insanlar güllere döner ,
Yolları ayrılanlar ellere döner .
İlgisiz kalan ateşler söner ,
Sana ödeyeceğim vefa borcumu .

09.08.2008 İsmet GÜR

24 Eylül 2008 Çarşamba

KENARA İTTİKLERİNİZ




Kenara ittikleriniz size darılır,
Eski hallerine hiç dönmezler ayla.
Seni sevmeyenler bir türlü sevmez,
Sen istediğin kadar çalıp da oyna.

Saygı olmadan mülk neye yarar,
Davul zurna ise dengine çalar.
Aç koyun tuzları görsen nasıl yalar,
Kenara itilenlerin hali perişandır.

İnsana hayat verir canların canı,
Kenara koyamazsın sen onca gamı.
Evin varda eğer yok ise damı,
Sen benim feryadımı duysana ayla.

Gezersin tozarsın düzenin bozuk,
Bu genç yaşta bana billahi yazık,
Hayatımda yedim sayısız kazık,
Sen benim feryadımı duysana ayla.

Çelikten yeleği giyinsem ne yazar,
Çıkar bir soysuz düzenini bozar.
Güzeller içinde sen olsan en güzel,
Bir sivilce düzenini acımaz bozar.

29.01.2008 İsmet GÜR

MİLLİ BAYRAMLARA

Milli bayramları duyurmayanlara,
Darılmasınlar bir çift sözüm var.
Eğer ecdadını biraz hatırlarsan,
O bayramlarda seninde izin var.

Katılımlar az oluyor zoruma gidiyor,
Sokaklar bayraksız isyan ediyor.
Yüreğime acı bir hançer batıyor,
Milli bayramlar sönük geçdiği vakit.

Kadın kız kızan bütün çocuklar,
Sabah uykusunda ne maharet var.
Var oluşumuzda bu bayramlar var,
Katılım az oldukça zoruma gidiyor.

Milli bayramları takmayanlara,
Darılmasınlar bir çift sözüm var.
Tarihten gelen büyük kudretsin,
Bir çok asırlarda şanlı izin var.

Övündüğüm tarih bu değerlerde,
Bayrak iş yerlerinde olmalı evde.
Asla milletim olmasın darlarda,
Katılım az oldukça zoruma gidiyor.

İsmet’in sözleri size zor gelmesin,
Ayağa kalkın da düşmanlar gülmesin.
Milli bayramlarımız asla solmasın,
Katılımlar az oldukça zoruma gidiyor.

24.09.2008 İsmet GÜR

22 Eylül 2008 Pazartesi

TÜRKİYEM




Türkler için 1071 çok özel bir an,
Malazgirt meydanında döküldü onca kan,
Anadolu Türklere böylece oldu vatan,
O toprakların altında ne şehitler var.

Ağrı dağı ülkemin en yüksek yeri,
Van gölü’nün bölgede ayrıdır değeri,
Gidin görün Ahlat da yatan şehitleri,
O toprakların altında ne şehitler var.

Bilecik söğüt çok özel bir yer,
Bursa Osmanlıya başkentlik eder,
Yönetenler ihanet ettikleri yeter,
O toprakların altında ne şehitler var.

İstanbul fethi ile yeni bir çağ başlar,
Kolay mı oturdu ülkemde yerine taşlar,
Bütün devletleri yıkmak içerden başlar,
O toprakların altında ne şehitler var.

Meşhurdur Manisa da mesir macunu,
Konyalı hakça paylaşır seninle acını,
Yemeyenler bilmez feleğin kırbacını,
O toprakların altında ne şehitler var.

İstanbul kaç kıtaya başkentlik ettin,
Adil yönetmeyenlerle çok şey tükettin,
Bu üç kıtayı da çok hakça yönettin,
O toprakların altında ne şehitler var.

Trabzon Anadolu’nun kuzeyden kapısı,
Bizans imparatorluğundan alındı tapusu,
Antalya’nın turizme açık kapısı,
O toprakların altında ne şehitler var.

Doksan bin şehit Sarıkamış’ta verdik,
Türküm bayrağımı göklerine gerdik,
Edirne Selimiye’de ezan dinlerdik,
O toprakların altında ne şehitler var.

Kars’ın kalesinin burçlarına git bak,
Ülkeme o yönden doğuyorsa şafak.
Çanakkale yöresinde kan kokuyor toprak,
O torakların altında ne şehitler var.

Afyon dağlarında şafak sökerken,
Rize’nin Artvin’in çayını içerken,
Soysuzlar ülkemi tek,tek terk ederken,
O toprakların altında ne şehitler var.

Urfa’yı Mardin’i kenara atamam,
Diyarbakır Van’a hiç sitem edemem,
Toprak anamdır terk edip gidemem,
O toprakların altında ne şehitler var.

İnsanlık tarihinde İzmir hep vardır,
Ankara’ya Cumhuriyet hep emektardır,
Adana Konya ülkem için büyük ambardır,
O toprakların altında ne şehitler var.

Zonguldak’tır ülkemin kara elması,
Bir başkadır kömürü ile meşhur olması,
Atatürk’ün Samsun’dan güneş doğması,
O toprakların altında ne şehitler var.

Mustafa kemal’in kıvrak zekası,
Ana fartalar cephesinde gazi olması,
Düşmanın oralarda çaresiz kalması,
O toprakların altında ne şehitler var.

Amasya tamimi çok şeyler söyler,
Erzurum palandökeni unutmadık beyler,
Sivas’ dan aşık Veysel nasihat eyler,
O toprakların altında ne şehitler var.

Ülkem için ne evlatlar canını verdi,
Kimisi canlı ,canlı toprağa girdi,
Mudanya’nın Mütareke şehri olmaktı derdi,
O toprakların altında ne şehitler var.

Onuncu Yıl nutkuyla Cumhuriyet şahlandı,
Antep’te Hatay’da son meşale yandı,
Ülkemi parselleyenlerin hepsi aldandı,
O toprakların altında ne şehitler var.

Malatya’m Kayserim canım ciğerim,
Gelişen demokraside ayrıdır yerin,
Kayısısını ağız tadıyla yerim,
O toprakların altında ne şehitler var.

Giresun’un meşhurdur Osman ağası,
O yerlerde yetişir fındığın en hası,
Menderes ovası pamuk tarlası,
O toprakların altında ne şehitler var.

İsmet der ay yıldız kanım ve canım,
Bu vatan,vatan olurken şehit olanın,
Eşi şehit düşen Fadime ninemin,
O toprakların altında ne şehitler var.

Ben değil biz diyen dillere kurban,
Bu bayrak altında olan güllere kurban,
Bir gün senide ezer yok ederler,
Eğer güçlü değilse milletçe arkan.

Nice zorlukların tünelinden geçtik,
Sanılmasın kabak çiçeği gibi açtık,
Biz Cumhuriyeti parola seçtik,
Bu toprakların altında ne şehitler var.

İsmet GÜR 20.12.2006 Mudanya

ESKİŞEHİR


Sevdalıyım Eskişehir toprağına taşına ,
Porsuk çayı şehri ortadan ikiye böler .

Bozkırların senin hayli fazladır ,
Haydi yeşillik ne olur biraz elini ver .

Yunus Emrelerin izleri var sende ,
Bir dönem eğitim gördüm üniversitende .

Tren garından kara trene binende ,
Gözüm sende kalırdı canım Eskişehir .

İki üniversite bu şehrin canı aynası ,
Pırıl pırıl gençlerin yetişmek rüyası.

Cahil insanların karanlıktır dünyası ,
Sevdalıyım Eskişehir in lüle taşına .

Hızlı tren yoluna kapıların açık ,
Düzenli şehirsin değil yapmacık .

Tarih de penceren insanlığa acık ,
Sevdalıyım Eskişehir lüle taşına .

Ankara ile Bursa’nın ortasındasın ,
Yedi bölgenin sen neresindesin .

Sanılmasın sen kadir bilmezsin ,
Yunus Emrelerin izleri var sende .

Meşhurdur bu ilin odun pazarı ,
Yunus Emre’nin bu yerde mezarı .

İnsanın sever okuyanı yazarı ,
Tarih de izleri vardır bu şehrin .

Üniversiten elli yaşına bastı ,
Nice karanlıkların nefesini kesti .

Bütün insanlığa kucağını açtı ,
Tarih de izleri vardır bu şehrin .

Şehri ikiye böler kara tren yolu ,
Nasrettin hocalar bu ilin sembolü .

Yanlış yapanların kırılır kolu ,
Tarih de izleri vardır bu şehrin .

Cüneyt Arkın’lar bu şehrin aynası ,
Yanlış yapanların yanar çırası .

Daha güzel olacak bundan sonrası ,
Tarih de izleri vardır bu şehrin .

Yılmaz Büyükerşen çok özel değer ,
Sorunların çözümlerini biliyormuş meğer .

Dahiler her asırda bir kere doğar ,
Ülkem kıymetlerinizi biliyor sizin .

01.10.2007 Mudanya İsmet GÜR

ANA

Çocuk deyince durdum düşündüm ,
Hep yavrularım için, için aşındım .
Gençlikten ihtiyarlığa böyle taşındım ,
Yavruların kadrini bilir mi anam .

Evlat sancısı ile çırpınan analar ,
Ellerine yakmışlar özel kınalar.
Kendini üzüp evladını düşünen ,
Seni mesut eder kıymetini bilen .

Analık demek çok ulvi bir taç ,
Belki de uykusuz belki de karnı aç .
Analık da evladı düşünmektir amaç ,
Yavruların kıymetini bilir mi anam .

Bir gün evladına olursan muhtaç,
Evladın kıymetini bilir mi anam .
Uykularımda hep seni sayıkladım ,
Kırıldı şimdi kollarım kanadım .

Evlat senin için tükendi takatim ,
Çok dertlerimi sana duyurmadım .
Uykularımı bile feda eyledim ,
Baş ucumda az mı ninni söyledim .

Deme bana canım anam neyleydin ,
Baş ucumda az mı ninni söyletin .
Besleyip büyüttün gelin eyledin ,
Şimdi ellerinden öperim anam .

03.01.1987 İsmet GÜR

27 Ağustos 2008 Çarşamba

TRABZON TÜRKÜSÜ

Trabzon hurmasının bahsedilir adından,
Pirzolayı yaparlar dağdan kuzu etinden.
Akçaabat’ın köftesi şöhretine erişti,
Geçen yıllar içinde Trabzon spor coştu.

Trabzon’un hurması benzer tereyağına,
Gezdim de doyamadım sahilini dağını.
Şirindir yaylaları yetmiş doktora bedel,
Trabzon tarihini başı dik izah eder.

25.08.2008 İsmet GÜR

MAÇKA’NIN YOLLARINA

Maçka’nın yollarına çakıl serdiler çakıl,
Arkadan gelenlerin hallerine bir bakın.
Maçkalıyım Maçkalı da Maçka’nın bir köyünden,
Sevecendir insanı çok şey var yüreğinde.

Maçka’nın yollarının kenarlarında dere,
Severse sahiplenir asla vermez ellere.
Maçka’nın tünelleri bir idi iki oldu,
Erkan ile Volkanlar çok zor dünyaya geldi.

25.08.2008 İsmet GÜR

MAÇKA'NIN SEVENLERİ

Maçka'nın yollarından neleri geldi geçti,
Çifinler dağlarında sarı çiçekler açtı.
O Maçka'nın dağları bakar biri birine,
Maçkalı koyar seni yavrum adam yerine.

Maçka'nın yollarında yoktur eski virajlar,
Yaz geldi mi bu yerde yayla şenliği başlar.
Maçkalı içten sever okuyanı yazanı,
İçine sindiremez aylak aylak gezeni.

25.08.2008 İsmet GÜR

MAÇKALI TÜRKÜSÜ

Maçka’nın yollarına durak yaptılar durak ,
Maçkalı sevdasına asla duramaz ırak .
Gelde gidip gezelim Maçka’nın yollarını ,
Düşenlere uzatır Maçkalı ellerini .

Maçkalı çok hastadır kemençenin sesine ,
Dünyaları değişmez köyde Eminesine.
Maçkalı sığırına kınalı adı taktı ,
Kırk telde oynamayı cambazlığı bıraktı .

25.08.2008 İsmet GÜR

18 Ağustos 2008 Pazartesi

BURSA'DA TARİH

Baktıkça Bursa'da, kaybolan ovanın acınacak haline ,
Kaptırılmış gidiyor, Bursa ovası beton yığınlarının seline .
Yönetenler ne kadar daha seyir edecek bu manzaraları ,
Böylece büyüyor , gelecek nesillerin Bursa’sının yaraları .

Dünyada hakkındır, Bursa düzenli kentler arasında olmak ,
Senin en büyük sevdan olmalı, yeşilinle baş başa kalmak .
Sende iş bulup karnını doyuranlar sana hep şükretmeli ,
Barındırdığın kaynakları kadir bilerek insanın tüketmeli .

Mutluluk vaat etsen de , gelecek çile olacak o nesillere ,
Gönlüm hiç razı olamaz, düşmene senin kötü hallere .
Dünyada örnek alınacak kent varsa , buda Bursa olmalı ,
Caddeler adam gibi caddeler, yollar rahat nefes almalı .

Çok müstesna yerlerin vardır, tarihimizin altın sayfalarında ,
Zirveye oturmak hakkındır, düzenli gelişen şehirler diyarında .
Batı Anadolu’nun, görkemli abidesi Uludağ senin bünyende ,
Ne cevherler saklı durur ,senin tükenmez tarihsel hazinende .

8.11.2005 İsmet GÜR

BURSA'DA NÜLİFER

Bursalısın Bursalı Bursa’nın neresinden ,
Eskiden su içerdik Nilüfer deresinden .

Bursalısın Bursalı Bursa’nın güzelisin ,
Seni çok seviyorum sanki sen samyelisin .

Bursa’nın Uludağ’ı dillere destan bir yer ,
Yazları ve kışları geleni memnun eder .

Yazları yeşil olur kışları ise beyaz ,
Onun güzelliğine bir defa gören doymaz .

Dağın yamaçlarından kestanenin en hası ,
Mudanya’da yetişir zeytinlerin alası .

Ünlü kaplıcaların bir çok derdin devası ,
O yiğitler yurdudur ülkemizin aynası .

10.12.2005 İsmet GÜR

BURSA İZNİK MUDANYA TRİLYE

İznik Bursa Mudanya Trilye özel bir yer .
Bölgenin tarihine hepsi şahitlik eder .
İznik’in tarihini surları korkmaz söyler .
Tarih kokan bu yerler çok değerlidir beyler .

Bir başka ve özeldir Mudanya’nın havası .
Kum yaka tarih dolu asla olmaz şakası .
Muradiye ve yeşil Bursa’nın hazinesi .
Osmanlı tarihinin Bursa’mızdır türbesi .

Aptal köprüsü bizi nilüferden geçirir .
Uludağ sularını milyonlara içirir .
Uludağ selam verir Gemliğin körfezine .
Bu millet kulak versin bu yerlerin sesine .

Mudanya Çepni dağı özü demir madeni .
Tarih sayfalarında ancak görürsün beni .
Kimse inkar edemez siz bir abidesiniz .
Gidin görün bu yerler doğruları söylesin .

Cehalet insanlığın hepten yüz karasıdır .
Övüneceğin yerler ey Bursam burasıdır .
İstemem bu asırda ucu tıkanan yollar .
Trafik büyük bela her yerde kötü hallar .

Bu asır insanlığın i sini tüketiyor .
Bütün kaynaklarımız ağır,ağır bitiyor .
Butlara selam durma zamanı yaklaşıyor .
Düşmanlar her taraftan yaramızı kaşıyor .

29.02.2008 İsmet GÜR

BURSA’DAN MUDANYA’YA

Mütareke şehri Bursa Mudanya’sı orada yetişir zeytinlerin hası ,
Hafta sonları değerin çoktur şirin Bursa’nın liman kasabası .
Nüfusunun çoğu emekli kesimden,sorunlara el atmak gerekir kökünden,
Raylı sistemi hak etmişsin dünden ,hızlı feribotun yolunu bekler .

Soylu insanlarla soylu kurumlar soylu şehirleri oluşturalım ,
Kolumuza vurulup mahkum eyleyen,zincirin halkalarını gelin kıralım,
Bir asır sonralarını hedef koyalım,uyuyan gözlerimizi açalım beyler ,
Karanlıklar ayak bağımız olmasın,geleceğe ışık saçalım beyler .

Dev uyuyor ise uyandırmalı, yanlış yapanlardan hesap sormalı ,
Bu şehir ülkemde hep örnek olmalı, ideal bu ise olmaz değil beyler ,
Bu şehri nice evlatlar yönetmiş, güzelim ovayı plansız tüketmiş ,
Trafik bazı noktalarda huzursuzluk etmiş,çareleri acilen bulalım beyler.

İnsan olduğu yerde sorunlar bitmez,bu şehre neler yapılsa da yetmez,
Bari su kaynaklarına sahip çıkalım,bir asır sonra Bursa ya hiç yetmez ,
Kolay değil yok olanı var etmek,bütün kaynakları akıllıca tüketmek ,
Atalarımız bu şehre çok önem vermiş, evliyalar şehri biricik Bursa .

21.12.2004 İsmet GÜR

BURSA’DA ULUDAĞ

Gemlik körfezinin derinliklerinde Uludağ’ın çok emekleri var,
Mudanya sırtları seyran yeridir şirin Bursa’mıza körfeze bakar,
Körfezde dalgalar Mudanya sahiline vurdukça acımasızca şamar,
Mudanya poyrazının da narinlikleri, hatta hırçınlıkları bile var.

Baktıkça Uludağ’ın zirvesinin kuzeyinden örülen onca duvarlara ,
Gayet net bir şekilde görünüyor oralardan Armutlu ve Marmara ,
İşte Uludağ bu ülkemin ve Marmara’nın görkemli abidesi,
Uludağ yamaçlarındaki ormanlarda duyulur binbir çeşit kuş sesi .

Nelere can, nelere hayat verdiğin söylense sanılır ki hikaye,
Seninle dört mevsimi yaşadıkça anlaşılır yüreğindeki gaye ,
Ülkemin özelleri arasında Uludağ senin çok özeldir yerin,
Senin güzelliğini gördükçe tanrıya el açıp hep şükrederim.

07.04.2004 İSMET GÜR

BURSA'YA SELAM

Bursa şehrini en rahat seyir edebilirsin Mudanya sırtlarından .
Bu sırtlardan baktığında gözün takılıp durur ulu cami minarelerine .
Bu şehir Uludağ yamaçlarından yayıldıkça,yayılıyor ovanın eteklerine .
Daha ne kadar seyirci kalınacak, Nilüfer’i kirletenlerin bu hallerine.

Muradiye semti ile dalları büyümeye başladı ovaya doğru bir çınar gibi .
Fabrika bacaları kustukça kirli havayı, Bursa ovası ağlıyor çocuklar gibi .
Yalnız ova değil canlılar alemi de, bu manzaralardan çok müteessir .
Güzelim Bursa ovası , beton yığınlarına her geçen gün oluyorsun esir .

Trafiğin gözleri kör oldukça, ben kahır oluyorum ovada yeşiller soldukça .
Bursa bence olmalı güzelliklerin örnek alınacağı ülkemde tek şehir .
Çünkü Uludağ üniversitesi şaha kalkmış gidiyor,Tıpta saygın yerdedir .
Ne yiğit evlatlar yetiştirdiğin Bursam tarihinin derin hazinelerindedir .

Hep yaşatmak gerekir özüne inip tarihi aydınlatacak anılarını .
Şimdiden tanzim etmeli, Bursa ‘ya görkemli fuar alanlarını .
Bir asır ileriyi görerek atılan adımlar, yönetenleri çıkaracaktır göklere .
Menfaat tuzaklarına düşenleri, Bursa vuracaktır daima yerden yere .

15.12.2005 İsmet GÜR

ŞEHİRLERDE HALİMİZ YAMAN

Güzelin yerine çirkini koyduk,
Kendi altımızı kendimiz oyduk.
Nicelerini biz adamdan saydık,
Meğer yanılmışız vaylar olsun bize.

İnanıp durduk parlak sözlere,
Akıl sır ermiyor binbir nazlara.
Nasıl oy verdik bu utanmazlara,
Meğer yanılmışız vaylar olsun bize.

Birilerine ruhsatı bir kat fazla verir,
Şehrin geleceğini yok etmeyi becerir.
Uykuya dalanlar havayı alır,
Meğer yanılmışız vaylar olsun bize.

Neleri gördük neleri geçirdik,
Ekmeğin üstüne pekmezi sürdük.
Nice alanları böyle öldürdük,
Meğer yanılmışız vaylar olsun bize .

Dostum kahvelerde dert yanıp durma,
Şimdi kafanı taştan taşa vurma.
Sen dalkavukların merdiveni olma,
Meğer yanılmışız vaylar olsun bize.

İsmet bu sözleri birileri duysun,
Yanlış yapanlar yanlıştan caysın.
Laf atıp dururlar sen daha toysun,
Meğer yanılmışız vaylar olsun bize.

Çöp kabı koyacak yer bırakmazlar,
Bir şeyler söylesen asla takmazlar.
Suyun başında olursa böyle kurnazlar,
Meğer yanılmışız vaylar olsun bize.

Acıyorum çiçeği burnunda gençlere,
Bir işi yaparken düşünün on kere.
Adım adım geldik biz bu hallere,
Meğer yanılmışız vaylar olsun bize.

Yavrum bu sözlerden ders alanlar alsın,
İstemem geleceğimiz karanlık kalsın.
Bu şehirde sizlerin de bir eseri olsun,
Meğer yanılmışız vaylar olsun bize.

Ülkesini sevenler ihanet etmez,
Ateş yanmadı mı dumanlar tütmez.
Üçyüz satır yazsam yine de yetmez,
Meğer yanılmışız vaylar olsun bize.

10.01.2007 İsmet GÜR

BURSA'YA LAF DEDİRTMEM

Tophanenin yolları hem yokuş hem de viraj .
Uludağ eteklerine yaptılar birkaç baraj .
Tophane Muradiye Bursa’nın temel taşı .
Emir sultan bu yerin en yakın arkadaşı .

Bursa’nın tarihini kent müzesi kanıtlar .
Yüreğinde saklıdır bursam büyük anıtlar .
Türbeler medreseler ulu cami abiden .
Tarihlerde hep varsın olur mu sana sitem eden .

Raylı sistem Bursa’ya yeni bir hava verdin .
Azda olsa çözüldü Bursam ulaşım derdin .
Yirmi birinci asrın trafik büyük derdi .
Trafik sorunları bütün kentleri yordu .

Hava ve demiryolu Bursam en büyük derdin .
Sayısız insanlara kalbinde ekmek verdin .
Uludağ dır batının kış turizm cenneti .
Tarihe kafa tuttun Bursam asla boyun eğmedin .

07.10.2006 İsmet GÜR

ULUDAĞ'DAN BURSA'YA

Uludağ’dır Bursam senin ciğerin,
Batı Anadolu’da çok özeldir yerin,
Temmuz ayında bile suların serin,
Evliyalar şehri biricik Bursam.

Nice uygarlıkların bölgesi oldun,
Sen dünya tarihinde yerini aldın,
Sanayide ülkeme derin kökler saldın,
Evliyalar şehri biricik Bursam.

Yeşilin her tonu koynunda saklı,
Tophaneyi görenlerin düşünmek hakkı,
Toprağının altında çok sırlar saklı,
Evliyalar şehri biricik Bursam.

İsmetin sözleri düşündürsün seni,
Koynunda barındırıyor yüz binlerce geleni,
Bu şehrin kıymetini çoktur bileni,
Evliyalar şehri biricik Bursam

24.8.2007 İsmet GÜR

GÜZELİM İSTANBUL

İstanbul’um insanları sevdin ve kucakladın ,
Tarihin sırlarını hep koynunda sakladın .
Dünyayı bir dönemler lalenle kucakladın ,
İhanet edenlerin göz yaşına bakmadın .

Ne bilinmez sırları akciğerinde saklar ,
İstemem sararmasın yeşil olan yapraklar .
Gördükçe surlarını duygularım kabarır ,
Tarihler seni daima ulvi yanınla tanır .

Her taraf yem yeşildi derelerin çağlardı ,
Yunuslar Marmara’da çocuk gibi ağlardı .
Eyüp sultanlar sende boyun göklere değmiş,
Sayısız güzellikler az zamanda mı olmuş .

Dünyanın gözü sende kıskanarak bakıyor,
Yeşili tüketmekte hep ihanet yapıyor,
Korumakta geç kalma İstanbul yeşilleri,
Döndüremeyiz artık gidenleri biz geri.

Yeşilin tükendiği yerler susuz kalacak,
Milyonlarca canların halleri ne olacak,
Biraz düşünmeliyiz bir asır öteleri,
Beton yığınlarına bir yerde dur demeli.

İsmet şu İstanbul’u tarifle bitiremez,
Tarih kokan yerleri zaman ayır git de gez.
Seninle gurur duymak milletimin hakkıdır,
Görünüz ey milletler acı manzara budur.

Gelişmek senin hakkın büyümeye nokta koy,
Yakışmaz çirkinlikler güzellikden alsın pay.
O Topkapı sarayın var ya insanı hep büyüler,
Nice çirkinlikleri hep Marmara’ya gömer.

27.02.2007 İsmet GÜR

ULUDAĞ

Marmara çevresindeki tepelerden baktıkça sana ara ara,
Gözlerim takılıverdi İmralı’da uzanıp giden sırtlara,
Yıllarca İmralı da demirledi mahkum olan çok gemi,
Kimler duymalı bilemem ki Mudanyalıdan bu acı sitemi.

Marmara’da poyraz uyandıkça çok hırçın şekilde uyanır,
Poyraz’ın hırçınlıkları Mudanya sahillerine dayanır,
İşte bir taraftan görülüyor Uludağ’ın hoş zirvesi,
Mütareke meydanında dikili İsmet Paşa’nın abidesi.

Ne balıklar tutardık biz bu körfezin her yerinden,
Mahrum olduk şimdi iskelesinden değil iskelelerinden,
Sahilinden bakar dururuz her gün kirletilen denizine ,
Biz böyle çok daha bakar dururuz kenti gölgemize.

İsmet bu deyişler her kulağa gelmez müzik sesi gibi hoş,
Kendinden başka bir şeyi bitiremezsin ne kadar koşarsan koş,
İşte dağ, işte deniz, bizi mutlu etmeli yanlışlara kafa tutmanız ,
Bir cihana bedeldir severek sizin geleceğe doğru adım atmanız .

13.08.2005 İsmet GÜR

İSTANBUL’DA BİR ZAMAN

İstanbul da bir koşuşturmadır tanımıyor gündüzler geceleri .
Geceleri seyir ettikçe pırıl, pırıl parlıyor İstanbul’un her yeri .
Hava limanında uçaklar gök yüzünden selam verdikçe İstanbul’a .
Seyir etmek elbet bir başka oluyor İstanbul manzaralarını.

İstanbul da tahlil ettikçe halici ve Eyüp sultanı .
Bu şehir çok büyük bir şehir, adam etti bir çok insanı .
Yeti tepe şimdilerde artık yetmiş tepelere dayandı .
Batıdan Tekirdağ doğudan koca eliyle hudutlandı .

Yetmiş iki çeşit milletin, bu şehirde can mı dayanır fiyakalarına .
İstanbul çözüm arasan da, zor bulacaksın bu trafik manzaralarına .
Öyle bir yara ki, her geçen gün dönüyor çözümsüzlükler arenasına .
Dertli şehrin insanları, an gelir apışıp kalır bu trafik manzaralarında .

Belgrat ormanlarında, biraz görürsün sende yeşilin varlığını .
Rahata döndürmek hiçte kolay değil, bu İstanbul şehrinin darlığını .
Sende havalar kararmaya yüz tutsa da, sende çareler arayanlar var.
Bir dilim ekmek bulup yiyenler, o gün kendilerini sayıyorlar bahtiyar.

28.10.2005 İsmet GÜR

İSTANBUL’A

İçine ettikçe bıkmadılar, bu şehrin,canım İstanbul .
Ne yükler taşıdın, tarihin derinliklerinden bu güne .
Saraylar, hanlar sende,azdır ne kadar övünsen de .
Topkapı sarayı Eyüp sultanı, bir deryadır her yanı .

Bir millet ki başardıkça, övünmek en doğal hakkıdır.
Senin dünkü ve bu günkü varlığında neler saklıdır .
Sana bir şehir değil devlet demek geliyor içimden .
Yeter dallanıp büyüdüğün düzenli gelişmen gerek .

Haliç köprüsünden baktıkça görürüz Marmara’yı .
İstanbul’dur ülkemizde ilk tanıyan tramvayı .
Senin gezip gördükçe tarihten gelen hazinelerini .
Zirvelere yerleştirmek hakkım oluyor senin yerini .

Galata kulesine çıkıp gözlem yaptıkça kanatlarını .
Beyhude geçirmediğin belli tarih den gelen yıllarını.
Hazinenin her türlüsü senin ulvi bağrında vardır .
Üç kıtaya hüküm eden imparatorluklarda hep vardır.

Uyuyan şehir değil, hep uyanık oldun akıp giden zamanda .
Dertliler dertlerine, derman arar durur senin var olmanda.
Bu şehri, zaman ayırıp gezmek gerekir baştan başa .
Ne kadar övünsen de haklısın milyonlarca insanınla çok yaşa.

23.12.2005 İsmet GÜR

İSTANBUL VE HALİÇ

Galata kulesinden baktıkça halicin manzaralarına ,
Bir anlam vermek kolay mı sandın, İstanbul’un sonbaharlarına.
Bakarsın vapurlar iskele başlarında çalar dururlar sirenlerini ,
Tanrıya el açmış yalvarıyor İstanbullular artık ellerini .

İstanbul artık öyle bir şehir ki, hayat sürdürmek değil dünkü kadar kolay ,
Çıkardıkça trafik manzaraları insanı çileden, artık bu bir toplumsal olay.
Biteceğini asla ümit etme bu dertlerin, her gün bir yenisi daha eklenir ,
Çaresizlik içinde kalmak ne işe yarar, bütün hututların sana geliyor dar.

Çok gerilerde mi kaldı, tarihe meydan okuduğun zamanlar ,
Nerde o eski imarethaneleri hanlar fiziki mekanlar .
Senin bir dünya şehri olduğunu tarihini iyi bilenler anlar ,
İçinde kayıp olup gider, taşradan gelen onca insanlar .

05.10.2005 İsmet GÜR

ZİGANA

Zigana’nın başları duman değil kar idi,
Zigana dağlarında ne yaylalar var idi,
Yaz gelende yaylalar döner bayram yerine,
Kimselere kızamam, küserim kaderime.

Hamsi köy’den aşağı vardık, indik Maçka’ya,
Maçka’nın dereleri Trabzon’a su verir,
Yiğit evlatlarını hep gurbete gönderir,
Sümela Manastırı Maçka’nın bir aynası.

Bayanlar bellerine bağlarlar kuşakları,
Maçkalıyla Tonyalı emice uşakları,
Güzelsin Trabzon’um Boz tepen özel bir yer,
Spora tutkunluğun artık herşeye bedel.

06.06.2006 İsmet GÜR

ZİGANA DAĞLARI

Zigana dağlarının serin olur suları ,
On beş doktora bedel zirvede yaylaları ,
Turnagöl, Karakapan, Hocamezarı nerde ,
Tertemiz havaları dermandır bir çok derde .

Kış gelir o dağların ıssız virane kalır ,
Beyaz örtüye döner, kardan yükünü alır,
Bir tarafında Torul diğer tarafta Maçka ,
Obaların içinde Haçka obası başka .

Zigana dağlarının çok katı olur sisi ,
Ne olur arkadaşlar sevsek birbirimizi ,
Sümela Manastırı Maçka’nın ciğerinde ,
Çalışkan insanların hiç duramaz yerinde .

Gidin da inceleyin orta köy kalesini ,
Vatan için insanlar verirler kellesini ,
Trabzon’un suyunu bu dağlar temin eder ,
Memleket havaları onbeş doktora bedel .

02.01.2007 İsmet GÜR

KÜLTÜR ŞEHRİ TRABZON

Boztepe yamaçlarından baktıkça Trabzon limanına,
Bu şehrin tepeden fotoğrafını çeksem tam yeridir,
Bir şehir ki sur sende, liman sende, cana yakın insan sende,
Zahnos köprüsüdür şehrin iki yakasını bağlayan birbirine.

Maçka’ya ilerledikçe uzanacaksın Sümela denen hazinelerine,
Zigana istikametinde ise Kızlar klisesine uğrarsan anlarsın,
Tarihin derinliklerini karıştırdıkça Trabzonum sen hep varsın,
Bir şehir ki tarihler boyu hep önemli ve önemsenmiştir yeri.

Vatanın her yanıyla yoğrulmuştur insanımızın alnının teri,
Parolasıdır vurdu mu daima kırar yurduna uzanan elleri
Millet, vatan sevgisi kanına kadar işlemiş olduğu bilinmeli,
Spor dünyasında vardır Cemal Kamacılar gibi ünlüleri.

Gurbetlerde yoğrulmaya yıllar öncesinden beri alışmıştır insanın,
Postu ocak başına serip yatan, göremezsin o yerlerde tek hanım,
Hep düşündürür beni yayla hasretiyle yapılan yayla şenliklerin,
Bana ihtiyacı olan vatanımın her köşesine seve seve giderim .

12.12.2005 İsmet GÜR

GÜZEL KARADENİZ’E

Tabancamın namlusu istemem kan kusmasın,
Jandarmalar duyarsa, bizi nasıl basmasın,
Ben nasıl yakmayayım, bir iki şarjör mermi,
Karadeniz’im senin rüzgarların biter mi.

Tabancam mermilerin Atmaca’nın yapısı,
Beni hep çoşturuyor kadırgalar doğrusu,
Kadırga şenlikleri ahan geldi yaklaştı,
Vuruldum Fadime’ye, başıma işler açtı.

Kadırga şenlikleri yüreğimin yarısı,
Bir tereyağı olur yumurtanın sarısı,
Karadeniz horonu kemençeyle tat verir,
Candan hemşerisini yeri geldi mi korur.

Hoş olur karadeniz kokulu üzümlerin,
Canlar karayemişi ben dalında severim,
Yaz gelir yaylaların olur cennet köşesi,
Bu gibi şenliklerde zirvededir neşesi.

Bu Maçkalı İsmet’in hoş olur destanları,
Bir araya getirir bu şenlikler canları,
Gökteki yıldızlara bakma, aldanacaksın,
Eski delilikleri hemşeriler bıraksın.

Ülkesini çok sever, bayrağına can verir,
Geleni, gidenleri hoş karşılar gönderir.

31.05.2007 İsmet GÜR

BİZİM KARADENİZ

Her gün yesem doyamam, hamsi ızgarasını,
Hemşeriler çok sever gurbetçi parasını,
Hopanın limanından vapurlar çıkar yola,
Canımsın Karadeniz gözlerin aydın ola.

Yiğittir evlatların, teslim olmayı sevmez,
Kafasını kullanır, sonra dizini dövmez,
Rize’nin Mapavri’si bölgenin incisidir,
Çok hoş olur çayları, ülke birincisidir.

Trabzon deyip geçme, Sümela tarih yazar,
Torul’u unutursan Gümüşhaneli kızar,
Topal Osman dedin mi Giresun’u hatırla,
Dağlarında gezerdik iki at bir katırla.

Ordu’nun Fatsa’sını kenara hiç koyamam,
Severim fındığını, tadına hiç doyamam,
Samsun Karadeniz’de meşale yakılan yer,
Çarşamba’nın ovası büyük ambarmış meğer.

Sinop’un Gerze’sini gidip de görün beyler,
Kastamonu toprağı güzel sarmısak eyler,
Zonguldak’ın meşhurdur yavrum karaelması,
Bolu’nun dağlarının çok hoş olur havası.

Çorum’um leblebisi, Amasya’nın elması,
Tokat Zile’de olur pekmezlerin en hası,
Adaparı derim Sapanca durak yerim,
Türküyü uzatırsam çok yerlere giderim.

31.05.2007 İSMET GÜR

GENÇ NİHAT

Yanlış yapanlara baş kaldırmanın .
Üzülerek söylüyorum zamanı geçiyor .
Birileri ekinleri zor bela eker .
Hakkı olmayanlar gidip biçiyor .

Hak hukuk nedir insanlık nedir .
Darda kalmak insana çok şarkı söyletir .
Birileri anamızı her gün ağlatır .
Yanlış yapanlara baş kaldıralım .

Teslimiyetçilik benim kitabımda yok .
Doğrular cefa çeker soysuzlar ise tok .
Böyle gider isek sonumuz bombok .
Bu hallere düşmemize acıyorum ben .

Allah’ın korkusu her kalp de olmalı .
Bilmeyen bilenden feyiz de almalı .
Bu ülke bu bayrak her an yükselmeli .
Yanlış yapanlara baş kaldıralım .

Birliği düzeni bir hareket bozar .
Baş kaldırmaz isen eşkıya kol gezer .
Adım, adım bozulur kurulu düzen .
Yanlış yapanlara baş kaldırmazsak .

16.02.2008 İsmet GÜR

MAÇKALI EMİNE

Ah Emine, Emine ceplerde para mısın ,
Seni kumral bilirdim sevdiğim karamı sın ,
Çayı içtim fincandan bıktım artık bu candan ,
İsteyeceğim senide bir kerecik babandan .

O Maçka’nın yolları dar idi genişlendi ,
Sana düğün yapamam sermayemiz tükendi ,
Trabzon dan Maçka’ya yaya giderdim yaya ,
Çıkma üşüyeceksin soğuktur Zigana ya .

Belinde peş dem palın altında kuşak çığın ,
Ah Eminem ben senden beş santim kısacığım ,
Maçka’nın yollarına durak koydular durak ,
Seversen Emine yi o olmaz sana ırak.

19.11.1999 İsmet GÜR

BİZİM KARADENİZE

Yağmur yağar inceden, sesini duyamazsın,
O yerler çok güzeldir, bir gitsen doyamazsın,
Oralarda yeşilin, yeşillerin her tonu,
Kendine aşık eder o yöreler insanı.

İnsanları sevecen, hayvanları çok uysal,
Ey yolcu gelip geçme, benim misafirim ol,
Yolları düzgün değil ama insanı yormaz,
Kendine aşık eder o yöreler insanı.

Bozkırlar sende değil, sen yeşilin anası,
Dağlara selam durur yaylaların sevdası,
Bu sevdanın halinden yaşadıkça anlarsın,
Kendine aşık eder o yöreler insanı.

Bakarsın ki gülümser orda açan her çiçek,
Gelenler gidenleri elbet yolcu edecek,
Saygı sevgi her işte, ocakta pişen aşta,
Kendine aşık eder o yöreler insanı.

27.10.2002 İSMET GÜR

MAÇKA VE ZİGANA

Ayvanın sarısını kopardılar dalından .
Gülenler anlayamaz ağlayanın halinden .

Geldi bahar ayları açtı çiçekler açtı .
Ayvalar sarardı mi mevsimler güze düştü .

Geldi kene sonbahar dağlarına yağar kar .
Zigana geçidinde artık şimdi tünel var .


Zigana dağlarının başından duman kalkmaz .
Saygı olduğu yerde asla kıyamet kopmaz .

Maçka’nın yaylaları Zigana başlarında .
Senin bütün maharet gözünde kaşlarında .

Muğlaka deresinin tarihte adı vardır .
Çok sıcak insanları darda olana yardır .

Maçka tarihte adın cevizlik kasabası .
İhanet edenlere asla olmaz şakası .

Çataktaki caminin adını tarih bilir .
Trabzon’um bu köye kebap yemeye gelir .

Sefer özgür bu köyün tarihinde yer almış .
Nice çaresizlerin derdine derman olmuş .

Maçka insanlarının sevdalar yüreğinde .
Misafiri çok sever hoş karşılar evinde .

23.05.2006 İsmet GUR

MAÇKA'DA TARİH

Elli yeti köy iki da belde , tarihimizin çok sırları saklıdır sende .
Dağların şenlenir bahar gelende , adını anmaya değiyor Maçka .
Güzellikler senin her köşende var , dağların insanlara hep kucak açar .
Değirmen deren senin yüreğinden geçer , suyunu bütün Trabzon içer .

Tarihi sorarsan her köşende var , orman hazinelerin hep gözüme bakar .
Sümela manastırı dünya tarihinde var , hatırını soranlar oluyor Maçka .
Sanatkarlara hep şemsiye açtın , feleğin çemberinden kaç defa geçtin .
Tarihi ipek yoluna sen kucak açtın , Cevizlik kasabası şimdiki Maçka .

İpek yolu üzerinde vardı hanların , orda konaklardı onca kervanlarım .
Seni ben daha iyi anlarım , seninle yüz yüze geldiğimde Maçka .
Kuştul Manastırı gözetleme kulesi , insanın dürüsttür olmaz hilesi .
Düzgün insanların olur kölesi , yiğittir evlatların başkasın Maçka .

VAZELON Manastırı ayrı bir hazine , ipek yolundan geçenlerin bakar gözüne .
Rastlarsınız Tarihin daha bir çok izine , Tarih yüreğinde var senin Maçka .
Erzurum İran yolu yüreğinden geçer , her mevsimde çiçekler türlü, türlü açar .
İsmet’in sözleri çok çimen biçer , bir taş üstüne taş koyanlardan ol .

01.01.2008 İsmet GÜR

MAÇKA ÇATAK TÜRKÜSÜ

Havaların içinde bir tane bizim hava ,
Alır çıkardım onu bizim yerlerde ava .

Tutar seni uşağım o havanın günahı ,
Biraza cuk yüksektir havamın gönül dağı .

Giydiğin çorapların kara koyunun yünü ,
Nasıl unutacağım ey kiti havam seni .


Havamın uşakları hep okumuş, okumuş ,
Dağların hatırına bana çorap dokumuş.

İndireceğim bir gün havamın havasını,
Genç yaşında yıktılar havamın yuvasını .

Alma uşağım alma havanın günahını ,
Havama feda ettim yüreğimin dağını .

21.11.2005 İsmet GÜR

MAÇKA İLE TORUL

Maçka ile Torul’un Zigana dır zirvesi ,
Bakarsın ormanlardan duyulur kumru sesi ,
O güzel ormanların bir da soğuk suların ,
Zirvenden eksik olmaz yazı ve kışı karın .

Oksijen deposudur o güzel yaylaların ,
Zigana dan yol aldım doğru indim Maçka’ya ,
Maçka çok güzel bir yer içinden geçer dere ,
İş sahası yokluğu engel değil göçlere .

Maçka’nın insanları bu olayları yaşar ,
Nisan mayıs ayında dereleri çok taşar ,
Bu türkünün başını Zigana dan başladık ,
Cefakardır insanı ona sahip olmadık .

O vatan sevgisini canından önde tutar ,
Bayrağına hastadır ona sarılıp yatar ,
O bu vatanı için nice şehitler vermiş ,
Mehmet’i Hüseyin’i hep askere göndermiş .

07.07.1998 İsmet GÜR

İŞTE TRABZON

Trabzon Dünyada çok özel bir yer ,
Maçka’nın Sümela’sı tarihinde var ,
İpek yolu bu yerden Türkistan a gider ,
Tarih de izleri vardır bu şehrin .

Futbol bayrağını elinde taşır ,
Hedefine adım , adım ulaşır ,
Kaşınacak olanları acımaz kaşır ,
Tarih de izleri vardır bu şehrin ,

Şehrin tamamına Boz tepesi hakim ,
Boş patırtıları ne olur bırakın ,
Bu şehre birkaç fabrika yapın ,
Tarih de izleri vardır bu şehrin .

Bu şehrin meşhurdur tarihsel adı ,
Ülkesini sevenlere ihaneti olmadı ,
Gem gözle bakanlar yerler tokat’ı ,
Tarih de izleri vardır bu şehrin .

07.09.2007 İsmet GÜR

İŞTE TRABZON’UN MAÇKA’SI

Elli yedi köy iki da belde , bölgenin tarihsel sırları saklı durur sende .
Bir başka oluyorsun yazlar gelende , dağların bayram yerine dönüyor Maçka .

Sümela manastırın ayrıcalıklı yer , geleni gideni sever ve hürmet eder .
Kültür ve sanat’a değerler kadar , insanlık tarihine hep ışık tutar .

Maçka’nın eski adı cevizlik kasabası , bir başkadır burada ormanların çakası .
Bu yerlerde dağları ormanlar yeşil eder , kötü yanan ateşin dumanı kara tüter .

Larhan denilen yerden yaylalara giderim , çok hoştur mıhlaması ağız tadıyla yerim .
Kalyan denilen yerin vadisini bir görün , tarih kokarsın Maçka çoktur senin eserin .

İspela’nın bir adı ocaklıdır ocaklı , o dağların altında sayısız sırlar saklı .
Büyük köylerden biri Liveradır , Livera , benden selamlar olsun Erkan ocaklılara .

Maçka müstesna yerdir toprağı tarih kokar , hayat veren suları Trabzon’a can katar .
Hacevera köyünün vardır volkan konağı , göklere selam verir burdan Zigana dağı .

Meksila denilen köy Maçka’mızın yanında , bir çok insanlar öldü Çatak heyelanında .
Sefer Özgürü bu yer tarihine not etti , bu şahsiyet ülkeye yıllarca hizmet etti .

Bir başka sırları var orta köy kalesinin , suları soğuk olur yanında çeşmesinin .
Bütün Maçkalı bilir vessetin düzlerini , sen bu güzelliklere açta bak gözlerini .

Maçka Çeşmeler köyün senin çok özel köyün , namaz vakitlerini camisinden dinleyin .
Vazelon manastırı bize çok şeyler söyler , kuştul manastırını unutmayalım beyler .

Tünel kazdılar tünel o Zigana dağına , yedin mi doyamazsın Maçka tereyağına .
Bu gıdaya lezzeti sendeki toprak verir , yiğit evlatlarını hep gurbete gönderir .

Maçkalı Nihat Genç’in başkadır yorumları boynumuz hep dik dursun Osmanlı torunları.
İsmet Zekiyi Ülkem yazar olarak tanır Maçkalı yanlış etse hey ha eder utanır.

Kınalı köprü seni asla ben unutamam , bu yerler tarih kokar kenarlara itemem.
Esir oğlu Maçka’nın özel yerleşim yeri , Çataklı İsmet söyler bu özel ezgileri .

Bu Maçka ülkem için çok evlat yetiştirdi , ihanet edenlerin defterlerini türdü .
Gittiğimiz yerlerden bakalım gerilere , candan selamlar olsun bütün hemşerilere .

13.04.2008 İsmet GÜR

İŞTE MUDANYA


Otuz altı köy iki de belde,
Tarihin sırları saklıdır sende.
Damaklar tat bulur zeytin hazinenden,
Mütareke şehri canım Mudanya.

Bursa’nın denize açık penceresi ,
Tarihe destandır karanlık deresi.
Şükrü çavuşların var abidesi,
Mütareke şehri canım Mudanya.

İmralı adan ayrıcalıklı yer,
Poyrazın coştu mu ağaçları silker.
Topun olduğu yer çok özel bir yer,
Mütareke şehri canım Mudanya.

Yıldız tepen körfezin her yerine hakim,
Çağrışan'da yetişen üzümüne bakın,
Zeytin ağaçlarını kesmeyi bırakın,
Mütareke şehri canım Mudanya.

Kumyaka'nın tarihini kilisesi söyler,
Tirilye ayrı bir hazine beyler.
Zaman zaman Ankara’ya hep sitem eyler,
Mütareke şehri canım Mudanya.

Hayırsevenler hep kucak açmış,
Bir çok okul hastane gibi kurumlar yapmış.
Sulhu sevenlere hep kucak açmış,
Mütareke şehri canım Mudanya.

İsmet Paşa bu şehir için özel bir isim,
Tarih sayfalarında yazılı adresin.
Senin kadrini Mudanyalı nasıl bilmesin,
Mütareke şehri canım Mudanya.

11 Ekimlerde etkinlikler yapın,
Boş patırtıları ne olur bırakın .
Sıkışan trafiği biraz rahatlatın,
İstemem yolların tıkansın Mudanya.

Bu yer, bu vatan çok ulvi değer,
Fadime nineler ineği sağar,
Bu ülkeyi seven ne evlatlar var,
Mütareke şehri canım Mudanya.

25.12.2006 İsmet GÜR

İŞTE MUDANYA HAVASI

Gelişen ve değişen Mudanya’nın, tarihsel fotoğrafına iyi bakın ,
Ey bu şehri yönetenler, geleceğe düzgün cadde ve sokaklar bırakın .

Yarım asra yakındır bu şehri yönetenler, görüyorsunuz neleri halt etmiş ,
Bu şehir gelişiyorken gören gözlerini, bazı noktalarda neden kör etmiş .

Eski Mudanya’nın sokaklarından, ibret alınmalı değil mi idi biraz ,
At arabalarının gittiği eski yollar, sokaklar, ne kadar alkışlansa da az .

Yarım asırdan fazladır, yönetenler unutmuşlar tarihin bu ulvi mirasını ,
Hiçbir cadde ve sokakta istemeyiz, önümüzde engeller olmasını .

Dört sokak gerilerden, Marmara denizine doyarak yinede gidin bakın ,
Çocuk bahçeleri, parklar,hiç lazım olmaz, ne kadar bulursanız apartman yapın .

Hatırı sayılır düzgün cadde ve sokaklar lazım olmaz mı sanıyorsunuz ,
Her seçim dönemi değişen imar revizyon planlarından, neler anlıyorsunuz .

Oy verip seçtiklerimizin bu davranışlarından çok ama, çok utandık ,
Birilerine çıkar sağlamak için, durmadan değişen planlardan sınıfta kaldık.

Güzelliklerin bedelleri vardır, her zaman ödenmeden asla hak edilemez ,
Yaptıklarınızı zannetmeyin, vatandaş uykudadır, bir bölümünü bilmez .

Bak şimdi yeller esiyor, bir zamanlar trenin, Mudanya’dan kalktığı yerden ,
İş işten geçtikten sonra, altın yağsa Mudanya’ya, ne olacak göklerden .

03.01.2007 İsmet GÜR

MUDANYA’YA BAYRAK DİREĞİ

Ülkemin sağlam çivileri çürümüş, yüz binler bu bayrak için neden yürümüş,
Bu Bayrak bu direk sana yakıştı, mütareke şehri canım Mudanya .
İnönü ülkemin has bir evladı , masada nice milletlere vurdu tokadı ,
Millet bitap düşmüş kalmadı takati ,bayram etmenin zamanı geldi .

Savaş meydanlarında Ulusum yorulmuş,nice kol kanatlar vatan için kırılmış,
Bu şehirle ulusum hep gurur duymuş,Şükrü çavuşlar çünkü buralarda yatıyor .
23 nisanları çocuğa bayram yapar ,Bayrağa dil uzansa orda kıyamet kopar,
bu milletin meclisi bu günlerde kurulmuş, saltanat bacakları acımadan kırılmış .

Milletim yetkisini artık meclise vermiş, saltanatın dönemi böylesine tükenmiş ,
Yenilik ve reformlar artı ardına gelmiş, karanlıkların devri adım adım tükenmiş .
Ülkem çocuklarından artık çok şeyler bekler, istemem sararmasın ağaçtaki yapraklar,
Ecdattan emanettir bize bu ulvi vatan ,uyan ey Türk evladı uyuduğun uykudan .

20.4.2006 İsmet GÜR , aynı tarihte büyük Bayrak direği dikildi.

MUDANYA’DA SERVİLER


O çınar bu insanlar benim baş tacım onlar .
İnsanlık darda olmaz olmazsa bu yalanlar .
Bir gün baş kaldırırlar onlar vaktin birinde .
Ne sessiz güzellikler durur yerli yerinde .

Çam ağaçları kusar sakızın gerçeğini .
Perde ile kapattılar gözlerin merceğini .
Gören göz duyan kulak artık şimdi nerede .
Sayısız güzellikler kayıp oldu çok geride .

O altı tane servi çok özel anlam taşır .
Çocuklar o bölgede görsen nasıl oynaşır .
Bakın o servilerin sırları köklerinde .
Mudanya toplanırdı eski bayram yerinde .

26.01.2008 İsmet GÜR

MUDANYADA POYRAZ

Ne sokaklar ne yaya kaldırımları vardı, yenileri eklendi ,
Eskiyi bilirsiniz eski hallerinden hiç eser kalmadı neden .?
Haklı değil mi o sokaklar bu günkü nesillere ederse sitem ,
Gıdanın en alasını alıyorsun poyrazın tatlı esintisinden .

Sen tarihine sahip çıkmayıp viraneleştirdikçe güzelim binaları,
Yıldız tepeye çık seyir et semaları ,Uludağ’ı Gemlik körfezini.
Koruyamadıkça Allah sana bağış ettiği ,güzellikleri canım Mudanya,
Bu güne kadar kıyıldığı yetmez mi bu şehrin güzelliklerine canlar .

Yok olan tarihsel fiziki mekanları istesen de getiremezsin yerine,
Gelişen şehirleşmede örnek alınmalıydı ilk Mudanya’nın olduğu yer .
Güzellikler bozulmaya yüz tutuyor, çıkarlar bizlere oldukça önder,
Sahayı görmeden onayladıkça projeler, gelecek nesil bizlere ne der.

Birkaç kişinin söylem ve eylemleri, şehrin geleceğini tayin ederse ,
Her şey düzelecek, senin benim adamım meselesi bir düzeliverse .
Ne olursunuz yıllar sonrasını tasarlayanlardan faydalanalım ,
Gelecekte de adı anılan bir meşale olup da asırlarca yanalım .

14.08.2006 İsmet GÜR

MUDANYA

Nerde İnönü dersen artık tarihe geçmiş .
Vatan o evladına gönlünde mezar açmış .
Zor günlerin içinde hep onu göreceksin .
Türk’e vatan çok kutsal öl dese ölecektim.

Marmara’nın incisi benim canım Mudanya’m.
Cumhuriyet özünde senin durumun ayna .
Şahlandıkça poyrazın körfez birden uyanır.
Tarih seni hep ulvi yanınla tanır .

Asırlardır hep böyle, hep denizle iç içe .
Martılar denizinde oynaşır gündüz gece .
Zeytinin sofraların damak tadı Mudanya.
Seni çok seviyorum yaşa var ol Mudanya.

11.10.1999 İsmet GÜR

MUDANYA İYİKİ VARSIN

11.10.1922'de bu vatanın hudutları bu şehirde çizilmedi mi beyler,
Merkezi yönetimlere haklı olarak yeri geldiğinde sitemler eyler.
Verilen vaatler hiçbir zaman getirilmemiştir zamanında yerine,
Yavrular geç saatlere kadar okullarda neden gidiyorlar derslerine.

Mudanya'da hayat bulmuştur özgürlük ve bağımsızlık meşalesi,
Mekan ufak olsa da Mütareke evidir, Mudanya’nın övünülecek kalesi .
Ey yolcu dur, bakıp da geçme Şükrü Çavuşların kefensiz yattığı yerlere,
Mezar ucundaki abidesi biraz daha yükseltilmelidir göklere.

Gözünü açta sahip çık ey vatan evladı onca yok olan sayısız değerlere,
Mudanya sen layıksın benzetilmeye her zaman yediveren güllere.
Konumunu dünya tarihi tanır, hizmet götürmeyenler sanılmasın utanır.
Haftasonları döner bu yer bayram yerine, Mudanya sitem eder artık birilerine.

Sana takılan isim Marmara'da bir inci, her şeyinle uygarsın asla değil gerici.
Zeytinin sofralarda asla rakip tanımaz, o kordon boylarının bence rakibi olmaz.
Yaşlılar emekliler bu yerde ilgi bekler, kuvvetlidir poyrazı çok pislikleri paklar.
Mevcut temiz havanı kirletenlerle savaş, bütün taşlar yerine oturur yavaş yavaş.

11.10.2006 İsmet GÜR

MUDANYA İLE İNÖNÜ

Mudanya ülkemin bir değer taşı .
Mudanya da başlar mütareke işi .
9 Askerden Şükrü çavuş onbaşı .
Düşmana bu yerde kurşun sıkandır .

İnönü’yü Mudanya’ ülkem unutmaz .
Ne kadar övünseler bilinsin ki az .
Çanakkale destandır sahipsiz kalmaz .
Mudanya ülkemin özel kalesidir .

Tarihin bu yüzü çok açılar görmüş .
İnönü aklıyla ne defterler türmüş .
Ulusuna özgürlüğü kendisi vermiş .
Bursa İznik Mudanya çok özel yerdir .

Bu yerler bu bölge hiç istemez gölge .
Hırcındır poyrazı çığırından çıkınca .
Siz özel günlerde etkinlik yapınca .
Mudanya’lı Bursa gurur duyacaktır .

11.10.2007 İsmet GÜR

MUDANYA CANDIR

Mütareke şehri çok özel bir yer ,
Kenara itilmek den hep nefret eder .
Her devirde birilerinin borusu öter ,
Gelin Mudanya ya sahip çıkalım .

Deniz otobüsünde kenara atmayın ,
Bir çuval inciri berbat etmeyin .
Mudanya şehrini ihmal etmeyin,
Gelin Mudanya ya sahip çıkalım .

Tarihlerde meşale yakılan bu yer,
Günler gelir geçer devirler biter .
Mudanya ya olan ayrımcılık yeter,
Gelin Mudanya ya sahip çıkalım .

Şükrü çavuşları biraz hatırlayın ,
Bu şehri yerden yere vurmayın .
Mudanyalıya gelip soru sormayın,
Gelin Mudanya ya sahip çıkalım .

İki iskelenin biri kenara atıldı ,
Çorbanın tuzu biraz çok katıldı .
İşin aslı nedense kenara itildi,
Gelin Mudanya ya sahip çıkalım.

Mudanya güzel yalı raylı sistem ister,
Haydi adamlığını burada göster.
Böylece gülecek asık duran yüzler ,
Gelin Mudanya ya sahip çıkalım .

Dallarınız kırılır dalsız kalırsınız ,
Yolarınız tükenir yolsuz kalırsınız .
Sahip çıkmazlarsa öksüz olursunuz ,
Gelin Mudanya ya sahip çıkalım .

Harman savurmayan yeli neyleyim ,
Benim olmayan gülü neyleyim .
Dermanı olmayan eli neyleyim ,
Gelin Mudanya ya sahip çıkalım .

Gören göz kılavuzunu giderde bulur,
Meyve veren ağacı taşlayan çok olur.
Bilinçli yanlışlar bir gün yalnız kalır,
Gelin Mudanya ya sahip çıkalım .

Göze hoş görünüp bildiğini yapmak ,
Yıldız tependen körfeze keyifle bakmak.
Yakışır mı babayı öksüz bırakmak ,
Gelin Mudanya ya sahip çıkalım .

Mudanya ülkemizin güzide yeri,
Söyleyin beyler siz bu türküleri ,
Hak etmedi mi Mudanya raylı sistemleri,
Gelin Mudanya ya sahip çıkalım .

Güzel yalı, Arnavut köyde birer dane liman,
İstemem ortalık olsun toz duman .
Raylı sistemleri asla kenara koymam,
Bursa’nın incisi Mudanya ya sahip çıkalım .

16.05.2007 İsmet GÜR

MUDANYA SAHİLİNDE

Yürümeyi seversen hiç yorulmazsın ,
Mudanya’nın var olan sahillerinde .
Sayısız değerler gelişmek ister ,
Unutulup bırakılmasın yerli yerinde .

Denizi hoştur sahili hoştur ,
Martılar denizinde sanki nakıştır .
Yüreğin tarihten nasip almıştır ,
Unutulmak sana yakışmaz Mudanya .

Birkaç iskelen var denize iner ,
Beş parmakta olmalı kırkbirtane hüner .
Çiftçilerin traktörleri çalıştırır biner ,
Bağlarında zeytin üretmek hoştur .

En yüksek yerin çepni tepesi ,
Limanında bekler İbrahim’in takası .
Acımasız poyrazının olmaz şakası ,
Bölgenin incisi sensin Mudanya .

Sen hep kucak açtın emekli kesime .
Takalar körfezde yüzüyorlar yine .
Mudanya da yaşayanların kulak ver sesine,
Sahilini temiz tutanları bağrına basar .

25.02.2008 İsmet GÜR

14 Ağustos 2008 Perşembe

ÖRNEK İNSAN OLALIM

Bir sınırdır bize kale direkleri .
Lütfen haddimizi bilelim beyler .
Barışı huzuru baltalamayalım .
Örnek insanlar olalım beyler .

Huzur dediğimiz hakka saygı ister .
Bir şeyler ürette bana onu göster .
Hastaya güçsüze merhamet eli ver .
Örnek insanlar olalım beyler .

Aş , iş isteyenlere hikaye okuma .
Lazım olmayacak kilimi dokuma .
İnsanlık muhtaçtır bir tek lokuma .
Örnek yönetenler olalım beyler .

Haksızlık insanlığın düzenini bozar .
İhanet edenlerde merhamet ne gezer .
Cahile yüz verirsen yedi kat azar .
Örnek yönetenler olalım beyler .

Ülkeler çıkıyor yıldızlara aya .
Düzgün kuralları koyalım sıraya .
Parmak basmayınız acıyan yaraya .
Örnek yönetenler olalım beyler .

Ulusuma layık değildir cefa .
İnatlaşmaları lütfen kaldırın rafa .
Demokrasi gazaya uğradı çok defa .
Örnek insanlardan olalım beyler .

26.01.2008 İsmet GÜR

ÖĞRENCİLERE

Hedefsiz insanlar soru soramaz ,
Zorları başarmak çok çalışmak ister .
Yolun ötelerinde bilinmezler var ,
Öğrenci başardıkça taçlanmak ister .

Korku heyecanlar tuzağa düşürür ,
Asıl hedeflerinde yolunu şaşırır .
Sabırla inatla gayret edenler ,
Hayal ettikleri çorbayı pişirir .

Sevgili çocuklar değerli gençler ,
Toprak bile ister iş bilen rençper .
Heyecanlarımızı korkular besler ,
Sizleri asla üzmek ister miyim .

Öz güven insanda olmazsa olmazdır ,
Öğrenmek isteyenlere mevcutlar azdır .
Baharın ötesi ey gençlik yazdır ,
Zorları başarmak gayretten geçer .

Sorumluluk alıp da korkan başaramaz ,
Hazır malzemeden bile çorba pişiremez .
Saygısız insanlar hiç defter türemez ,
Sayıp sevdikçe değerli olursunuz .

Bütün bu öğeleri sevgi saygı besler ,
Boşa gitsin kim ister onca nefesler .
Bir başarı inanın ne hayaller süsler ,
Gözünüzden öperim sevgili gençler .

04.02.2008 İsmet GÜR

NUH’UN GEMİSİ

Düzgün sözden payını alanlar alır, arsızdan yüzsüzden sevdamı olur .
İnsanın iyisi hat tini bilir, hat tini bilmeyenler bıktıran olur .
Bir fedakarlık çok düğümler çözer, dostluklar oluşur hep azar , azar .
Her kalem tutan yazımı yazar , yanlışları yazıp çizenlerden ol .

Güzeli korumak yürek işidir , aymazlığı asla sevmez canlarım .
Sözde manaya değer veririm , alırda çantama korum canlarım .
Bir bakış bir söz çok manalar taşır , güzelle güzeller iyi anlaşır .
Yanlış yabanlar hep kafasını kaşır , inatlaşmalar olduğu zaman .

Yobazlık aymazlık inatlaşmalar ,insanı bıktırıyor boş konuşmalar .
Olmayan yaraları kaşıyıp deşmeler , insanı çığırından çıkartır canım .
Benden bir şeyler öğrenmek istersen ,küskün değilim sana kırgınım .
Güzellikler beni asla usandırmaz , amma çirkinliklere inanın dargınım .

Deniz olurda dalgasız olur mu , hayat her yönüyle kavgasız olur mu .
Yürekli olanlar yolda kalır mı , bitmeyen yolların çilesine bak .
Bir ses bir hareket inan çok şey söyler , derin uygulardan uyanın beyler .
Acıyı tatlıyı hep harman eyler, özde sevip de sayanlar olalım .

Nuh un gemisini biraz hatırlayın , gönüller eyleyin kalpler kırmayın .
Ben şarkılarını her an haykırmayın , kızıp da yuvadan kaçanlar olur .
Ezersen acırım can damarımı , kimseler dinlemez şarkılarımı .
Bir kenara koyamam ön sezgilerimi , iyi rüyalar görmüyorum ben .

07.02.2008 İsmet GUR

11 Ağustos 2008 Pazartesi

ZORUMA GİDİYOR

Bana birileri sitem etti mi , yetim büyüdüm de zoruma gidiyor .
Birilerine yanlış yaptığım zaman , utanıyorum da ağrıma gidiyor .
Her sözü her yerde söylemek zarar, çocuk büyüklere hep soru sorar .
Baş akılsız ise ayakları yorar, beden ise tükenir tükenir beyler .

Her düşen kendi kendine kalkamaz, onca feryatları kimseler duymaz .
Elbise alırlar bedenine uymaz, kaderde olacağı sen nasıl bilirsin .
Dertleriniz olur kimseye söylenmez, insan tükenir yollar tükenmez .
Hayat bir bulmaca çözebilirsen çöz, senide bir gün alır giderler .

Alıngan oldum ben bu sıralar, ne söylenilse benim ağrıma gidiyor .
Bütün varlarımı hep kayıp ettim, utanıyorum da zoruma gidiyor .
Ecel terlerini bir zamanlar döktüm, kimseler bilmez ne çileler çektim .
Kendi kendimi ateşlerde yaktım, şimdi utanıyorum da zoruma gidiyor .

10.12.2007 İsmet GÜR

BU TOPRAĞIN ALTINDA

Türkler için 1071 çok özel bir an ,
Malazgirt meydanında döküldü onca kan ,
Anadolu Türklere böylece oldu vatan ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Ağrı dağı ülkemin en yüksek yeri ,
Van gölü’nün bölgede ayrıdır değeri ,
Gidin görün Ahlat da yatan şehitleri ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Bilecik söğüt çok özel bir yer ,
Bursa Osmanlıya başkentlik eder ,
Yönetenler ihanet ettikleri yeter ,
O toprakların altında ne şehitler var .

İstanbul fethi ile yeni bir çağ başlar ,
Kolay mı oturdu ülkemde yerine taşlar ,
Bütün devletleri yıkmak içerden başlar ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Meşhurdur Manisa da mesir macunu ,
Konyalı paylaşır seninle severse acını ,
Yiyenler anlarlar feleğin kırbacını ,
O toprakların altında ne şehitler var .

İstanbul kaç kıtaya başkentlik ettin ,
Sorumsuz yönetenlerle sermayeyi tükettin ,
Bu üç kıtayı da çok hakça yönettin ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Trabzon Anadolu’nun kuzeyden kapısı ,
Bizans imparatorluğundan alındı tapusu,
Antalya’nın turizme açık kapısı ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Doksan bin şehit Sarıkamış’ta verdik ,
Türküm bayrağımı göklerine gerdik ,
Edirne Selimiye’de ezan dinlerdik ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Kars’ın kalesinin burçlarına git bak ,
Ülkeme o yönden doğuyorsa şafak ,
Çanakkale yöresinde kan kokuyor toprak,
O torakların altında ne şehitler var .

Afyon dağlarında şafak sökerken ,
Rize’nin Artvin’in çayını içerken ,
Soysuzlar ülkemi tek,tek terk ederken ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Urfa’yı Mardin’i kenara atamam ,
Diyarbakır Van’a hiç sitem edemem ,
Toprak anamdır terk edip gidemem,
O toprakların altında ne şehitler var.

İnsanlık tarihinde İzmir hep vardır ,
Ankara’ya Cumhuriyet hep emektardır ,
Adana Konya ülkem için büyük ambardır ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Zonguldak’tır ülkemin kara elması ,
Bir başkadır kömürü ile meşhur olması ,
Atatürk’ün Samsun’dan güneş doğması,
O toprakların altında ne şehitler var .

Mustafa kemal’in kıvrak zekası ,
Ana fartalar cephesinde gazi olması ,
Düşmanın oralarda çaresiz kalması ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Amasya tamimi çok şeyler söyler ,
Erzurum palandökeni unutmadık beyler,
Sivas’ dan aşık Veysel nasihat eyler ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Ülkem için ne evlatlar canını verdi ,
Kimisi canlı ,canlı toprağa girdi ,
Mudanya’nın Mütareke şehri olmaktı derdi ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Onuncu Yıl nutkuyla Cumhuriyet şahlandı ,
Antep’te Hatay’da son meşale yandı ,
Ülkemi parselleyenlerin hepsi aldandı ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Malatya’m Kayserim canım ciğerim ,
Gelişen demokraside ayrıdır yerin ,
Kayısısını ağız tadıyla yerim ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Giresun’un meşhurdur Osman ağası ,
O yerlerde yetişir fındığın en hası ,
Menderes ovası pamuk tarlası ,
O toprakların altında ne şehitler var .

İsmet der ay yıldız kanım ve canım ,
Bu vatan,vatan olurken şehit olanın ,
Eşi şehit düşen Fadime ninemin ,
O toprakların altında ne şehitler var .

Nice zorlukların tünelinden geçtik ,
Sanılmasın kabak çiçeği gibi açtık ,
Biz Cumhuriyeti parola seçtik ,
Bu toprakların altında ne şehitler var .

İsmet GÜR 20.12.2006 Mudanya